Buradasınız
Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Ankara’dan bir iş güvenliği uzmanı

Bu yaz gerek ülkemizde gerek dünyada sıcaklıklar artınca çalışma koşulları iyice zorlaşmıştı. Açık alanda güneşe direkt maruz kalan çalışanlarda sıcak çarpması, mide bulantısı ve başka rahatsızlıklar baş göstermişti. Benim çalıştığım şantiyede de bu sıkıntılar yaşandı. Çalışmanın çoğu dışarda açık alanda yapıldığından sıcaklık çalışanları doğrudan etkiliyordu. Şantiyenin yüksek eğimli arazide olması ve iniş-çıkışlarda servis aracı olmaması, bizim için durumu daha da zorlaştırıyordu. Bu nedenle rahatsızlanıp revire gelenlerde bir artış oldu. Tabii ki herkes durumdan şikâyetçiydi. Fakat sorunlarımız bunlarla da sınırlı kalmadı, sıcaklar nedeniyle yangınlar da arttı.
“Yangın riski var, önlem alalım, çöpleri biriktirmeyelim” diye ana firmayı defalarca uyardık. Ama dinleyen olmadı. Bir hafta içinde şantiyede üst üste yangınlar çıktı. Başta hiçbir önlem alınmadı ve çöp yığınları bina girişlerinde biriktirilmeye devam edildi. Çünkü yönetim için öncelik her zaman inşaatın daha hızlı ilerlemesi oldu ve geri kalan her şey göz ardı edildi. Çöpler bir süre bekleyince izmarit, basınçlı şişe ve cam malzemeler güneşin etkisiyle yanmaya başlıyordu. Durumu daha da sıkıntılı yapan çöpler oraya toplandığı için yangınların, binaların giriş-çıkış, geçiş-kaçış bölgesinde olmasıydı. Hal böyle olunca çalışanların yangın gibi acil bir durumda binayı terk etmeleri zorlaşıyordu.
Bir süre sonra daha büyük yangınlar çıkmaya başladı. Bu yangınları söndürmek için herkes seferber oldu. İtfaiye geldiğinde yangını neredeyse söndürmüş oluyorduk. Söndürmeye çalışırken kan ter içinde kalmamız ve soluduğumuz duman da cabası. Bunun üzerine yönetime daha fazla baskı yapmamız gerektiğini konuştuk aramızda. Hem işçiler hem de iş güvenliği uzmanları olarak şikâyetlerimizi daha çok ve daha yüksek sesle dile getirmeye başladık. Sonunda şantiye yönetimi nihayet önlem aldı ve çöplerin birikmesinin ve yangınların önüne geçti. Yönetimin önlem almasında etkisi olan diğer etmen de dairelerin teslim sürecinde bu tür yangınların çıkmasını istememeleriydi. İşçilerin güvenliği ve yaşamından çok şantiyenin prestiji ve kârı için yangınlar önlenmeliydi!
Sağlığımız ve güvenliğimiz patronların umurunda değil. Şantiyenin prestijinin zarar görmemesi patronların en çok düşündükleri şey olsa da esas olarak bizim attığımız adımlar onları harekete geçmek zorunda bıraktı. Bu süreçte biz işçiler de çıkan yangınları söndürmek için uğraşmak, sonra da kendi kendimize şikâyet etmek yerine sorunun çözülmesi için daha fazla şey yapmayı, sesimizi birlikte çıkarmayı öğrendik. Çünkü ancak birlik olup, sesimizi yükselterek sorunlarımızı çözebiliriz.
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- DİSK/Sosyal-İş Sendikası 8 Ağustosta Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında mağaza ve market çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edremit Şubeler...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Temmuz ayında en az 204 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. Yılın ilk 7 ayında yaşamını iş cinayetlerinde yitiren işçi sayısı en az 1165 oldu. Temmuzda 7’si orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü...
- Tez-Koop-İş Sendikası Ankara 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde kamu işçileri 7 Ağustosta greve çıktı. ODTÜ C heykeli önünde toplanan işçiler alkış ve sloganlarla Rektörlük binasına yürüdü. İşçiler Rektörlük binasına “...
- 8 yaşımda İzmir’e gelmiş ve uzun yıllar ablamların yanında kalmıştım. Öyle ki bana verdiği emek anneminkinden fazladır. Ta ki 17 yaşıma kadar... Sınıf mücadelesiyle tanıştığımda, bunu ablam ve eşinden uzun süre sakladım. Öğrendiklerinde beni evden...
- Dersim’de bulunan Peri Tekstil’de mobbing ve hakarete tepki gösterdikleri için işten atılan BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi kurdukları direniş çadırında mücadeleye devam ediyor. Öz İplik-İş Sendikası Bursa’da örgütlenme faaliyeti yürüttüğü Elyaf Tekstil’de...
- Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’deki orman yangınını söndürme çalışmaları sırasında 10 insanımızın hayatını kaybettiğini derin bir üzüntüyle öğrendik. Bu acı haberle birlikte içimizdeki öfke daha da büyüdü. Çünkü her yıl giderek artan ölçekte büyük...
- İstanbul’un bir mahallesinde kenara konulmuş bir bavul ve bavulun içinde katledilmiş genç bir kadın. İnsan olarak böyle olayları duyduğumuzda kanımızın donduğunu hissederiz. O an Ayşe’nin annesi gelir aklımıza, kardeşleri gelir. Tarifi olmayan bu...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında...
- Camilerde en çok duyduğumuz sözlerden biri “faiz haramdır.” Urfa’da, hayatını borç-faiz kıskacında sürdüren biri, bir cuma hutbesi sırasında dayanamadı, minbere çıktı ve şöyle seslendi: “Hoca, faizin haram olduğunu söylüyorsun da, gerçeği niye...
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sona ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.