
Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu sorunun cevabı yaşam koşullarımızla ilgili. Bir arkadaş hastaneye gittiğinde doktor muayene sırasında “kombiyi açmıyor musun?” diye sormuş. Gelen birçok kişinin soğuk algınlığı, üşütme gibi sebeplerle geldiğini söylemiş. Arkadaşıma ilaçları yazarken “bir de kombiyi biraz daha aç, soğukta yatarak iyileşemezsin, ilaçların da tek başına faydası olmaz” demiş.
Grip, nezle, soğuk algınlığı, üşütme ve ardından gelen ciğer enfeksiyonları biz işçilerin hastalığı sanırım. Hep bizi yakalıyor. Çünkü alım gücümüz o kadar düştü ki, günü kurtarayım derken en temel ihtiyaçlarımızdan bile kısmak zorunda kalıyoruz. Kombinin ayarını en düşükte tutuyor, hava biraz güzelse hemen kapatıyoruz. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması için dengeli beslenmemiz, gerekli vitaminleri almamız çok önemli. Ama bizler markete gittiğimizde hangi ürünün fiyatı daha ucuzsa ona yöneliyoruz. Vücudumuzun ihtiyacı olan besinleri tüketemiyoruz. Gıdanın iyisini alamıyoruz, kötüsüyle idare ediyoruz. Yediğimiz peynir, peynir değil aslında. Bakanlık sürekli taklit ve tağşişli gıda listesi yayınlıyor. Meyveyi sebzeyi sayıyla alıyoruz. Aslında beslenmiyor yalnızca karnımızı doyuruyoruz. İşyerlerinde çalışma ortamlarımız yeteri kadar ısıtılmıyor. Uzun saatler ve kötü koşullarda çalışıyoruz ve karşılığında emeğimizin karşılığı olamayacak üç kuruş alıyoruz. Sağlıksız ve mutsuz yaşamaya mecbur bırakılıyoruz. Hayatımızı sürdürmek için gerekli olan temel şeyler bile lüks grubuna giriyor. Bir şekilde yaşamaya, hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Sürekli hesap yaparak yaşıyoruz, elimizdeki parayı ihtiyaçlarımızdan hangisine yettireceğimizi şaşırıyoruz.
Ama üzülerek söylemeliyim ki böyle yaşamaya devam ettiğimiz sürece bu hesapların sonu gelmeyecek. Sadece şikâyet ederek, hiçbir şey yapmadan kendimizi ne yoksulluktan ne de hastalıktan kurtarabiliriz. Kendimize, ailemize daha iyi bakmak, daha sağlıklı olmak istiyorsak mücadele etmeliyiz. C vitamini soğuk algınlığına direnmek için ne kadar gerekliyse, inanın mücadele daha çok gerekli. Yaşam koşullarımızı değiştirmek için bu sefalet düzenine karşı birleşmeliyiz.