Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini işkencelerle, cezaevlerine atılarak ödeyen ve yine de “herkese hakkımı helal ediyorum” diyebilecek kadar koca yüreği olan, ezilenlerin dostu Sırrı Abimizi son yolculuğuna uğurladık.

Neredeyse çocuk yaşta, lise yıllarında başlamıştı düzene, egemen sınıfa ve haksızlıklara isyanı. 12 Eylül faşizminin zindanları karşısında bile sinmemiş, pusmamış mücadeleye daha sıkı bağlanmıştı. Sınıfının yanında saf tutmuş, ömrünü barışa, halkların kardeşliğine, emekçilerin mücadelesine adamıştı. Yaşadığı tüm olumsuzluklara, acılara rağmen, bir adım geri atmadan ezilen, sömürülen insanların sesine ses olmuştu. 4 Mayısta Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen programda Sırrı Abinin kardeşi Ali Önder, abisinin siyasete gireceğini ilk söylediğinde çok şaşırdığını ve nedenini sorduğunu söyledi. Aldığı cevap şöyleymiş: “Şunu yapmak istiyorum: Bu ülkede kanın, bu acının durması gerekiyor, hiçbir malım mülküm yok. Ceren’e yaşanılabilir bir ülke bırakmak istiyorum.” Ali Önder, “evet abimin malı mülkü yok ama arkasında dağlar gibi sizleri bize bıraktı. Tek muradı vardı o da barış!” dedi.

Sırrı abimiz daha önce UİD-DER’de işçilerle birlikte izlediğimiz Beynelmilel filminde Enternasyonal marşının anlamı üzerine söylettiği sözlerle; “baharı karşılamak” sözü gibi son yolculuğunda baharı, umudu yaşattı bize. İşçi, emekçi, öğrenci, kadın ve erkek on binler, barış ve halkların kardeşliği sloganlarıyla sokakları, caddeleri inletti.

İnsanların üç çeşit yemek yediğini, banyoda bir musluktan hem sıcak hem soğuk suyun aktığını gençlik yıllarında gördüğünü, buna çok şaşırdığını söyleyen, yoksulluğunu inkâr etmeyen, acılar ve kahırlar içinde yeşermiş, insanların gönlüne girmiş, asıl zenginliğin ne olduğunu dosta düşmana göstermişti. Onun tek muradının barış olduğuna, sömürünün olmadığı barış ve kardeşlik dolu bir dünya için mücadele ettiğine, UİD-DER’li işçiler olarak bizler şahidiz. Sırrı Abimizin verdiği barış, kardeşlik ve özgürlük mücadelesini sonuna kadar sürdürecek, onu mücadelemizde yaşatacağız. Yaşadığımız ülkeye ve dünyaya barış işçilerle gelecek, seni de hiç unutmayacağız Sırrı Abi…

Yaşasın İşçilerin Birliği, Yaşasın Halkların Kardeşliği!