Kültür Radyo Televizyon (KRT) işçileri, aylardır maaşlarını ve yemek ücretlerini alamamalarına, düşük ücret dayatmasına, keyfi işten çıkarmalara ve artan baskılara karşı sürdürdükleri direnişlerinin 15’inci günü olan 18 Haziranda Beşiktaş Meydanında eylem yaptı. DİSK/Basın-İş Sendikası öncülüğünde gerçekleşen eyleme, sendikalar, siyasi parti temsilcileri, emekten yana kurumlar ile UİD-DER’li işçiler destek verdi.
Eylemde KRT emekçileri adına konuşan program editörü Fatih Yapıcı, kanalın yanlış yönetim anlayışı nedeniyle kriz yaşandığını vurgulayarak bunun salt bir ödeme krizi olmadığını aynı zamanda habercilik ve demokratik toplumlar için nefes borusu işlevi gören editoryal bağımsızlık krizi, çalışanların muhatap alınmaması ve sistematik şekilde değersizleştirilmesi krizi yaşandığını söyledi. Bu çoklu kriz ortamının 2023 sonbaharında kanalın el değiştirmesiyle başladığını, olağanlaştırılan düşük ücret politikalarının ve keyfi işten çıkarmaların kadro istikrarsızlığı yarattığını belirten Yapıcı, KRT’nin yayın politikasının anlaşılmaz ve tutarsız hale getirilmesiyle kanalın gelirlerinin olumsuz etkilendiğini ifade etti.
Kendilerini 4 Hazirandaki iş bırakmaya götüren süreci anlatan Yapıcı, kurban bayramı öncesi iki aylık gecikmiş ücretlerini almayı beklerken ödeme yapılmayacağının söylenmesi, herhangi bir ödeme tarihi belirtilmemesi ve belirsiz bir tarihte tazminatların ödenmesi koşuluyla işten çıkarma “teklifi” yapılması üzerine işten kaçınma haklarını kullanarak yayını durdurduklarını söyledi. Çalışmaya devam etmeleri için işçilere baskı yapan kanal yönetiminin, baskılar işe yaramayınca işçi temsilcileriyle görüşmeyi kabul ettiğini, ancak bu görüşmede hiçbir somut öneri sunmadığını, kanal çalışanlarına bir açıklama yapmayı da reddettiğini belirtti. Sonrasında kendilerine 27 Haziranda ödeme teklifi yapıldığını ama hem yazılı garanti verilmemesi hem de tarihin geç olması nedeniyle bu teklifi kabul etmediklerini söyleyen Yapıcı, işten kaçınma hakkına ek olarak kanal içinde 24 saat vardiya usulü nöbete başladıklarını ve sürecin bugüne kadar geldiğini ifade etti.
Yapıcı, “Gazetecilik entelektüel kapasite, politik birikim, kamu yararı bilinciyle yapılması gereken özel bir iştir. Kendi hakkını ve hukukunu savunmayanlar gazetecilik yapamazlar. Toplumun hakkını, hukukunu korumak için mücadele eden gazetecilerin kendi hakkını korumayı unuttuğunu, bundan korktuğunu sananlara bizler KRT emekçileri olarak yanıldıklarını gösterme kararlılığındayız. Hakkımız olanı alana kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Eylemde konuşan DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu ise gazetecilerin çoğu zaman haberin öznesi olmasına karşın kendi özlük hakları ve çalışma koşullarını gündeme taşıyamadığını ifade etti. “KRT direnişi medya sektöründeki düşük ücretler, güvencesizlik ve örgütsüzlük gibi kronik sorunları görünür kılmıştır. Basın özgürlüğünün yalnızca siyasi baskılarla değil, emek sömürüsüyle de tehdit altında olduğunu bize göstermiştir” dedi. KRT direnişinin sadece bir işyeri mücadelesi olmadığını, Türkiye’de medya çalışanlarının örgütlenme hakkını, ifade özgürlüğünü ve emeğin onurunu savunan simgesel bir direniş haline geldiğini belirten Dedeoğlu, KRT emekçileriyle dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.
Eyleme destek veren siyasi partilerin ve kurumların temsilcileri yaptıkları konuşmalarda KRT işçilerinin yalnız olmadığını vurguladılar. Eylem sırasında “KRT İşçisi Yalnız Değildir”, “Fırat Bozfırat Hakkımızı Ver”, “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” sloganları atıldı.