Buradasınız
Sadece Bir Aile Değil!
Mersin’den bir işçi
Bu ülke, Türk’ünden Kürt’üne, Alevi’sinden Sünni’sine, Ermeni’sinden Rum’una, haksız savaştan kaçıp kendine yurt yuva kurmaya çalışan Suriyelisine birçok işçinin-işsizin birlikte yaşadığı bir ülke. Tüm dünyada olduğu gibi bu ülkede de işsizlik, yoksulluk kol geziyor. Bir tarafında sanayi, başka bir tarafında ise bereket fışkıran topraklar… Ama gene dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, ne sanayi üretiminin bolluğundan ne de ekip biçtiği toprağın bereketinden nasibini alamayan milyonlar… İşte bu sebepledir ki; birçoğumuz, evimizi barkımızı, yurdumuzu yuvamızı bırakıp, dağları, belleri, yolları aşıp rızık ararız uzak memleketlerde. Çoluğu çocuğu doyurmaktır bütün derdimiz.
Birçok Kürt aile de çalışmak için yılın belli aylarında başka memleketlere mevsimlik işçi olarak gider... Kendi memleketlerinde işi gücü, bir karış toprağı olmayan ve gittikleri yerlerde de hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılan mevsimlik işçiler; sağlık, barınma ve çocuklarının eğitim sorunlarıyla yüz yüze kalırlar. Ya bir dere kenarıdır ev diye kurdukları çadırların yeri, ya bir ağaç gölgeliği ya da karın, yağmurun, sıcağın altıdır. Doktor görmez çocukların gözleri, okul bilmez, kalem tutmaz çoğunun elleri. Sıtma olur, bir deri bir kemik kalır bedenleri.
İşte bu ailelerden biridir Demir ailesi de. Mardin’den kalkıp Sakarya’ya çalışmak için gelirler. Bahçe sahibi, çalıştırdığı Demir ailesine hakaret etmeyi, aşağılamayı kendinde hak görür. “İt sürüleri, hayvan sürüleri” diyerek onları aşağılar. Ağza alınmayacak küfürlere maruz kalan aile işi bırakıp bahçeden ayrılır. Bu da yetmez, içlerinden birini, çocuklu genç bir kadını dövecek kadar gözü döner. Şiddet en üst seviyelere ulaşmış durumdadır ve artık her yerdedir. Parkta, dolmuşta, kafede, yolda… Greve çıkan, hakkını arayan işçiye, fındık toplayan, çay hasat eden Kürt aileye.
Çünkü bütün dünyada kapitalizm büyük bir sistem krizi içinde debeleniyor. Bu bir krizden daha fazlası, bu bir çöküş hali. Ayakta kalabilmek, varlığını sürdürebilmek için en acımasız yöntemlerle işçileri sömürüyor. İtiraz eden olursa işsizlikle, cezaeviyle tehdit ediyor. Salgın, deprem, sel gibi her türlü felaketi kitleleri daha fazla baskılayıp soymanın aracına dönüştürüyor. Ağır yaralı bir canavar gibi hareket halindeki her şeyi tehlike olarak görüyor, saldırıyor. Burjuvazi aç, işsiz, çaresiz bıraktığı, yokluğa, yoksulluğa mahkûm ettiği yüz milyonların gazabından ölesiye korkuyor. Türkiye’de de 17 milyon işsiz var. Ve bu sayı gittikçe artıyor. Kapitalizmin insanlığa verebilecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Bundan sonrası bitmeyecek bir kaos, zulüm ve sürekli savaştır.
Bu sistem yıkılacak ve onu biz yıkacağız. Bilinçli, örgütlü, mücadeleci işçiler yıkacak. Yaşasın örgütlü mücadelemiz. Yaşasın UİD-DER’imiz.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...