Buradasınız
Sendikal Mücadele ve Sendika Şubeleri
Sermayenin temel amaçlardan biri, sendikal örgütlenmeyi kontrol altında tutmak, hatta zayıflatıp yok etmektir. Sermaye sınıfı ve sermaye hükümetleri, sendikal yasaklar ve baskılarla mücadelenin önüne engeller çıkartıyorlar. Egemen sınıfın payandası durumundaki sendika bürokratları da, işçileri bölmek, parçalamak ve mücadelelerini etkisizleştirmek için tıkaç görevi görmeyi sürdürüyorlar. Sendikal mücadele onlarca yıldır patronlar ve bürokratlar eliyle güçsüzleştiriliyor.
Sendika konfederasyonları ve genel merkezler düzeyinde yaşanan bürokratlaşma, sendika şubelerini de etkisi altına alıyor. Sendika şubeleri işçilerin bir araya geldiği, tartıştığı, ortak çalışmalar yaptıkları mekânlar olmaktan uzaktır. İşçilerin eğitilmesi, sınıf bilincini kazanması, sınıf dayanışmasının hayata geçirilmesi için de işçilere dönük etkinlikler yapılmamaktadır. Az sayıda sendika şubesi dışında, şubelerin büyük çoğunluğu patronlar ve bürokratlar arasında bağımsız bir tutum alamamakta, mücadele yerine işçileri oyalama işlevini görmektedirler. Oysa ekonomik kriz sendikasız işçiler kadar sendikalı işçileri de etkilemeye devam ediyor. İşyerleri sendikasızlaştırılıyor, sendikanın varlığına rağmen işçilere ücretsiz izinler ve toplu işten atmalar dayatılıyor. Peki, genel merkez veya konfederasyonlara nazaran işçilere çok daha yakın olan şubeler ekonomik kriz nedeniyle yaşanan sorunlara karşı nasıl bir mücadele yürütüyorlar?
Kriz nedeniyle şube yöneticilerinin savunduğu ve pratikte aldıkları tutumlara baktığımızda işçi mücadelesini yükseltmek anlayışından oldukça uzak olduğu görülüyor. Hemen hemen her sendika şubesinde krizle birlikte işten atma, ücretsiz izin, düşük ücret veya iş saatlerinin ücretlerle birlikte düşürülmesi gündeme geliyor. Şube yöneticilerinin büyük çoğunluğu krize karşı işçileri mücadeleye hazırlamaya girişmiyorlar. Aslında bu atalet on yıllardır takip edilen sendikal çizginin doğal sonucudur. Sendikal yasakları aşmaya çabalamayan, işçileri mücadeleye itmeyen sendika bürokratları, krizin neden olduğu saldırıları göğüsleyecek kararlılık ve niyetten de yoksundurlar.
Kriz nedeniyle bugünlerde işçiler sendikaların kapısını çok daha sık çalmaya başlıyorlar. İşten atıldıklarında, ücretleri düştüğünde ve ücretsiz izne çıkartılmak istendiklerinde sendikalara uğrayıp ne yapılacağı hakkında bilgi istiyorlar. Mücadele etmek ve haklarını kaybetmemek istiyorlar. Ancak, krizi, “aynı gemideyiz”, “elimizi birlikte taşın altına koyalım”, “fedakârlık yapalım” diyerek karşılamaya niyetli sendikacılar, patrondan daha çok patroncu olduklarını gösteriyorlar. Sendika bürokratları krize karşı ne yapacağını soran işçilerle birer patron gibi konuşuyorlar. Böylece işçilerin kendi örgütlerine olan güvenleri kırılıyor. Krizi gerekçe göstererek işçilere fedakârlık yapılmasını öneren sendika bürokratları elbette mücadeleyi gündemlerine almayarak işçilere ihanet etmektedirler.
İşbirlikçi ve uzlaşmacı sendikacılar, işyerinin kapanmaması adına patronlara her türlü tavizi vermeye hazır olduklarını beyan ediyorlar. Belli sayıda işçinin işten atılmasına ve ücretlerin düşürülmesine dünden razı oluyorlar. Kötü haberi işçilere kabul ettiren, işçiyi ikna edenler, bu işbirlikçi sendikacılar oluyor. Emekliliğine az kalan, askere gidecek veya henüz işe yeni girmiş işçilerle konuşup işten atılmaya razı olmaları sağlanıyor. Üstelik işten atılan işçilerin tazminatlarını almaları büyük bir başarı örneği gibi sunuluyor.
Patronların saldırılarına direnişler ve mücadelelerle yanıt veren işçilerin karşılarına, mücadeleden umutlarını kesmiş şube yöneticileri çıkmaktadır. İşçilerin bir kısmı kriz gerekçesiyle işten atılmışsa, geride kalanları kurtarmak kârdır düşüncesiyle direnişlere destek verilmemektedir. İşten atılan işçilerle henüz işten atılmamış işçilerin sendika çatısı altında ortak mücadele yürütmesi, yasal engeller ve polis baskısı gerekçe gösterilerek engellenmeye çalışılmaktadır. Direniş ve eylemden kaçan şubeler, koltuklarında oturarak işçi haklarını koruyacaklarını mı düşünüyorlar? Hak verilmez alınır anlayışından uzaklaşmış sendika bürokratları işçi mücadelesinden korkar hale gelmişlerdir.
Sendika şubelerindeki bürokratların çok önemli bir korkusu da dışarıdan gelen destek ve dayanışmalardır. Kimi dernek ve işçi örgütlerinin hatta farklı sendika şubelerinin dahi dayanışma eylemlerine engeller çıkartılmaktadır. İşçilerin birbirleriyle tanışmasına, mücadelenin birleştirilmesine engel olunmaktadır. Hatalarını görmek istemeyen, eleştirilere kapalı, mücadeleyi ortaklaştırmayı kabul etmeyen sendika şube yöneticileri elbette dışarıdan gelecek destek ve dayanışmalara da engel olmak için her yola başvuracaklardır.
İşçi hareketinin geriye savrulduğu uzun yıllar boyunca, şube yöneticileri koltuklarında rahatça oturabildiler. Ancak içine girmiş olduğumuz kriz, işçi kitlelerini mücadeleye itmeye başlamıştır. Gelişen mücadele sendikaları aşağıdan yukarıya zorlayacak bir eksene oturtulduğunda, şube yönetimlerinden başlayarak sendika merkezlerine uzanan bir hatta, mücadele kaçkını sendikacıların tasfiye edilmesi mümkün hale gelecektir. Bunun olabilmesinin ve sendikaları militan mücadelenin araçları haline getirmenin tek yolu, elbette ki tabanda sağlam bir örgütlenme yaratmaktan geçiyor.
Procter& Gamble Grevi
Gangster Sendikacılığın Adı: Türk Metal
Son Eklenenler
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın 10...
- Her yılın sonunda asgari ücret ve bütçe görüşmeleri yapılıyor, yıl bitmeden de karara bağlanıyor. İşçilerin büyük bir kısmı asgari ücret görüşmelerini yakından takip ediyor, çünkü asgari ücrete yapılan zam oranı tüm çalışanları ilgilendiriyor. Ama...