Buradasınız
Sermayenin Sendika Düşmanlığı

Yaklaşık 200 milyar dolarlık kişisel servetiyle Jeff Bezos, arka arkaya dördüncü kez dünyanın en zengin kişisi ünvanını kaptı. Bezos, dünya genelinde 1,3 milyonu aşan işçi sayısıyla gezegenin en büyük beşinci, ABD’nin ise en büyük ikinci şirketinin sahibi. Dünya devi e-ticaret şirketi Amazon’un kurucusu Bezos tek başına zirvede otururken, tabiri caizse Amazon işçileri yerlerde sürünüyor. Amazon’un kasasına işçilerin sırtından milyar dolarlar girerken, işçiler “sendika hakkımız!” dediğinde patron Bezos vahşi bir hayvan gibi saldırıyor.
15 dakikalık molalarını mola yerine yürüyerek harcayan, makineler bozulmasın diye çalıştırılmayan klimalar nedeniyle sıcaktan bayılan, tuvalet izni almaktan korktukları için pet şişe kullanan, aşırı stres yüzünden iş kazası geçiren, yoğun çalışma temposuna dayanamadıkları için hastaneye kaldırılan Amazon işçileri, dünyanın dört bir yanında bulunan Amazon depolarında örgütlenmeye, sendikalaşmaya çalışıyorlar. İşçiler çalışma koşullarına, Bezos ise sendika lafını duymaya tahammül edemiyor. Jeff Bezos, şirketin kurulduğu 1994’ten bu yana işçilerin sendikalaşmasına yönelik her girişimi bastırdı. Örgütlenme faaliyetlerini ezmek için tehdit, baskı, yıldırma, işten kovma gibi kendi sınıfının silahlarını kuşandı. Amazon işçilerinin örgütlenmemesi için danışmanlık şirketlerine tonlarca para dökmekten imtina etmedi. Son olarak Alabama eyaletindeki lojistik deposunda sendikalaşma mücadelesi veren Amazon işçilerine karşı tüm aşağılık kozlarını oynayarak “zafer” kazandı.
Eyaletin Besemmer şehrindeki depoda çalışan yaklaşık 6 bin işçi aylarca sendikalaşma mücadelesi yürüttü. Perakende, Toptan Satış ve Mağazalar Birliği (RWDSU) Sendikası için oylamanın yapıldığı 7 hafta boyunca Amazon yönetimi işçilerin sendikaya hayır oyu vermeleri için her türlü baskıyı yaptı. Çünkü yapabilecekleri her şeyi yapmazlarsa kaybeden yalnızca kendileri olmayacaktı. Besemmer’deki Amazon deposunda yanan ateş ABD’de bulunan diğer depolara, dahası tüm işyerlerine yayılabilirdi. ABD’nin ilk sendikalı Amazon deposu olarak tarihe yazılacak işçi zaferine müsaade edilmemeliydi.
Pandemi vurguncusu Jeff Bezos, sadece salgın döneminde servetine 70 milyar dolar ekledi. Fakat daha iyi çalışma koşulları için sendika isteyen işçilerin taleplerini karşılamak yerine sendika karşıtı kampanya için milyon dolarlar harcadı. Sendikal faaliyetlerle mücadelede uzmanlaşmış bir hukuk firmasıyla yüksek meblağlar karşılığında anlaştı. İşçiler sendika karşıtı toplantılara katılmaya zorlandı, her gün sendika karşıtı kısa mesajlar gönderildi, soyunma odalarına ve tuvaletlere dahi sendika karşıtı posterler asıldı. Posta yoluyla yapılan oylama süreci başlamadan, ABD Posta Hizmetiyle anlaşıp işyerinin hemen yanına posta kutusu bile kurdurdu. Böylelikle oylama şirketin denetiminde olacak, oy pusulaları izlenebilecek, işçiler üzerinde her türlü baskı yapılabilecekti. Nitekim Bezos’un sendika karşıtı kampanyası sonuç verdi, sendika depoya giremedi.
Ülkeler farklı, hikâyemiz aynı; işyerleri farklı, işçi ve sendika düşmanlığı aynı. Amazon depolarında gezinen kapitalizmin acımasız ve vahşi yüzü Türkiye’de Migros Depo’da ve daha nice işyerinde kendini gösteriyor. Sendikalaştıkları için işçileri işten atan Migros Depo’nun patronu Tuncay Özilhan ile Jeff Bezos, aynı sınıf tutumuyla işçilerin sendikal mücadelesini engellemeye çalışıyor. Esas mesele sendikalı olan işyerlerinde işçilik maliyetlerinin artması değil, örgütlü işçiye olan düşmanlıkları ve tahammülsüzlükleri! Onlara göre işçiler tek başlarına hareket edebilir, tek başlarına zam dahi talep edebilirler. Ancak örgütlü hareket edecek olurlarsa işler değişir.
İstiyorlar ki hiçbir engele takılmadan işçileri diledikleri gibi çalıştırsınlar, arzuladıkları gibi sömürsünler. Aynı sınıfsal taktiklerle işçilerin birleşmesinin önüne geçmek için imkânlarını seferber eden patronlar, aynı sınıf tutumuyla hareket ediyorlar. Aynı sınıf kiniyle işçilerin mücadelesini bastıran Bezoslar, Özilhanlar oyunlarının bozulmasından korkuyorlar. Korksunlar, birlik olan işçilerin yaktığı ateşi söndüremeyecekler. Amazon’dan Migros Depo’ya işçiler pes etmiyor, mücadele ateşini harlamaya devam ediyorlar! Patronların sınıf tutumuna karşı işçilerin sınıf tutumu!
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....