Buradasınız
Sihirli Değnek Ellerimizde
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı bir kadın işçi
Merhabalar dostlar. O kadar çok derdimiz ve sıkıntımız var ki anlat anlat bitmez. Ben yaklaşık 7 yıldır iş güvenliği uzmanıyım. Ama her gittiğim şantiyede aynı sıkıntılarla boğuşuyorum, boğuşuyoruz.
Ünlü, büyük, “beşli çete” denilen inşaat şirketlerinden birinin şantiyesinde çalışıyorum. Bitme aşamasında olan bir şantiyedeyim. Artık işçilerin kalacağı bir koğuşları yok. Depo bölgelerine taşındı yatakhaneler. Tepedekilerin bu durumdan bir rahatsızlığı yok. Onların umurunda değil işçilerin farelerle birlikte aynı ortamda uyumaları. Şimdilik duş almaları için hamam ayarladık. Yanlış okumadınız, hamam! Çünkü işçilerin yattığı yerde duş, lavabo yok. Bu işlerde yetkisi olan mekanik şefi ile bu sorunun çözülmesi hakkında görüştük. Sözde kendince mantıklı bir cevap verdiğini düşünerek dedi ki; “Hiç kimse umurumda değil, kendim dâhil. Şu an işçiden ve onun banyosundan daha önemli işim var.” Gayriihtiyari sormuş bulundum: “Yahu senden bile önemli ne olabilir ki?” Ondan daha önemli olan şey; Cemal Bey’e özel yapılan katın soğutmasında sıkıntı olmasıymış. Kafamda deli sorular, tuttum bir işçi abinin kolundan:
Ben: Allah Allah kim bu Cemal?
Abi: Şaka yapıyorsun, değil mi?
Ben: Hayır abi. Proje müdürü falan değil. Kesin dükkânları sattıkları zenginlerden biri.
Abi: Evet, zengin demek hafif kaçar. Bu büyük patron…
Evet, beşli çetenin patronlarından birinin odası tepemizde ve bizi iliklerimize kadar sömüren bu kişi için kendimizi bile umursamıyoruz! Biliyorum, aramızda sözünü ettiğim şef gibileri çok fazla değil. Ama biz onlara sessiz kaldıkça bu sadece patronlara yarıyor.
Yok! Biz böyle yaşamayı, çalışmayı kabul edemeyiz. Bu yaşadıklarımıza karşı durmanın tek yoluysa bir araya gelip mücadele etmek. Birbirimize güvenmek ve cesur olmak. Başka çözüm yok. Bir sihirli değnek arıyorsak bilmeliyiz ki o zaten ellerimizde. Sihirli değnek, biz bir araya geldiğimizde, en az patronlara çalıştığımız kadar kendi haklarımızı almak için çalıştığımızda harekete geçecek. Biz işçiler çok güçlüyüz. Yeter ki buna inanalım ve yanı başımızdaki işçi kardeşlerimizin de inanmasını sağlayıp birlikte harekete geçelim. Sınıfımızın mücadelesini büyütenlere katılalım.
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...