Buradasınız
“Şık ve Bakımlıyız” Ama Sömürülüyoruz!
Gebze’den bir grup işçi
“Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın” çağrısıyla Gebze’de bir stant açarak, işçi kardeşlerimize gerçekten asgari ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir ücreti mücadele ederek alabileceğimizi anlattık. Gebzeli işçiler standımıza yoğun ilgi gösterdiler. Ücretlerin çok düşük olduğundan, temel ihtiyaçlarını bile karşılamadığından bahsettiler. Elbette haklıydılar. Bir Pazar günü Gebze Meydanı’nı dolduran işçi ve emekçiler, ilk bakışta televizyonlarda, dergilerde gördüğümüz insanlardan çok farklı görünmüyorlardı. Ama en güzel kıyafetleriyle orada olan emekçiler yoksulluktan ve ceplerinde borç yükü anlamına gelen kredi kartlarından şikâyetçiydiler. Ekmeğe yapılan zam nedeniyle çok öfkeliydiler. Demek ki yoksulluk insanların sadece üstünün başının dökülmesi değildir. Her yerde ve biraz ucuza bulabildiğimiz, alıp giydiğimiz tekstil ürünleri, şıkır şıkır kıyafetler, kredi kartları yoksulluğun üzerini örtemez. Zenginlerin yaşamı ile yoksulların yaşamı arasındaki derin uçurumu kapatamaz.
Özellikle genç işçi kardeşlerimiz giyimden saça, takılardan aksesuarlara her şeye ulaşabiliyor, şık ve bakımlı görünebiliyorlar. Ama bu durum keskin bir sömürü altında bulunmadıkları, yoksul olmadıkları anlamına gelmiyor. Bir işçi kenti olan Gebze’de, işçiler ya asgari ücretle ya da biraz üstünde bir ücretle çalışıyorlar. Genç işçiler atölyelerde, fabrikalarda asgari ücretle çalışıyor, patronlar tarafından dizginsizce sömürülecek ucuz işgücü olarak görülüyorlar. Şöyle bir baktığımızda, ilk bakışta bu gençlerin asgari ücretli çalışan bir işçi olduğuna inanmak biraz zor geliyor. Ama bildirimizi, bültenimizi uzatıp, aldığı ücret üzerine sohbet etmeye başladığımızda, durumun hiç de böyle olmadığını görüyoruz. Mesela genç bir işçi kardeşimiz, güvenlik görevlisi olduğunu ve üç aydır işsiz olduğunu anlattı bizlere. Bir süre işsizlik, işçilerin yaşadığı sorunlar ve bu sorunları nasıl çözmemiz gerektiği üzerine konuştuk. Aslında dışarıdan bakınca şık ve gayet bakımlı görünen bu kardeşimiz, üç aydır iş arayan bir işsiz!
Peki, 1000 liraya çalışıp, “şık ve bakımlı” nasıl olunur? Aslında, üretim araçlarının gelişimi, işçilerin azgınca sömürüldüğü tekstil sektöründeki “ucuzluk”, geçmişe göre bu imkânlara ulaşımı biraz daha kolaylaştırıyor. Özellikle hizmet sektöründe çalışan işçilerin giyim ve dış görünüş konusunda “çok dikkatli” olmaları isteniyor. Güzel giyinmeye, bakımlı görünmeye zorlanan bu işçiler bir müddet sonra yanılgıya kapılıyor, işçi olduklarını kabullenemiyorlar. “Yönetici asistanı”, “satış danışmanı”, “güvenlik görevlisi”, “operatör” gibi kavramlar işçiliğin üzerini örtüyor. İşe başvuru yapıldığı ilk andan itibaren patronlar etraflarında “şık, bakımlı ve güler yüzlü” işçiler görmek istiyor. Peki, “şık ve bakımlı” olmak için parayı nasıl yetireceğiz? Bu tamamen işçinin sorunudur.
Yetmeyeni yetirmeye çalışan biz işçileriz. Mesailere kalarak aldığımız ücretle ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışan biz işçileriz. Meslek hastalıkları, iş kazaları, işten atılma korkusu, geçim derdi şıklık tanımıyor. Meslek hastalıklarıyla hayatı çekilmez bir hale dönüşen biz işçileriz. İş kazalarında uzuvlarını yitiren, hayatını kaybeden biz işçileriz. Hani bir zat-ı muhterem, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçiler için “güzel öldüler” demişti. Evet, kapitalistler ya bizi güzel güzel öldürür ya da şık ve bakımlı bir şekilde sömürür. Yaşadığımız sorunlar ise olduğu yerde durur, eğer işçi sınıfı olarak sınıf bilinciyle mücadele etmezsek!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...