Buradasınız
Tarihin Aktarma Kayışı ve Cezmi Baba Gibi Olmak!

Gazetemizin önceki sayısındaki “Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü” yazısında, kabuğundan sıyrılarak dönüşen ve işçi mücadelesine öncülük eden bir işçiyle tanıştırmıştık sizleri. Hüseyin’in hafızasına kazınan, onu sermaye sınıfına karşı mücadele için harekete geçiren fikirlerin ilk tohumlarını atan kişinin Cezmi Baba olduğunu da aktarmıştık. Peki, Hüseyin’in 1928 Tramvay Grevinde tanıştığı Cezmi Baba’nın nasıl bir hayatı vardı? İşçi sınıfının mücadelesinde edindiği onca yılın birikimi/deneyimi hangi koşullarda kazanılmıştı?
Cezmi Baba da zamanında genç bir işçiydi. İşçilik hayatına okuduğu okul vasıtasıyla makineci olarak başlamıştı. Makineyle tanıştığından beri ise hayali sadece iyi bir makinist olmaktı. Genç Cezmi’ye makineyi öğreten, onun makine ustası olmasını sağlayan Fransa’dan gelen Müra Ustaydı. Müra Usta Uluslararası İşçi Birliğinin yani I. Enternasyonal’in üyesiydi. Genç Cezmi o zaman anlamasa da ileriki hayatında Müra Usta’yla tanışmanın ve işçilerin uluslararası birliğinin hayati önemini kavrayacaktı.
Ustası ona makinelerin çalışma biçimini gösteriyor, bunun yanında makineler üzerinden üretim ilişkilerini ve sınıflar arasındaki ilişkileri anlatıyordu. Makine nedir, kimindir, makineyi kim çalıştırır? Çırağına çeşitli sorular soran Müra Usta genç Cezmi’ye aslında sınıfları ve sınıfların mücadele tarihini anlatıyordu. Ona “Eline ateşten bir ip yumağı veriyorum. Bundan gayrı bu ipin en ucunu bulabilmek senin elinde” diyordu. Yani “mücadele tarihini merak ediyorsan, sen adım atacaksın, araştıracaksın” diyordu. Nitekim ustasının anlatımlarından etkilenen genç Cezmi okumaya ve araştırmaya başladı. Ustası onu Paris’e makinist geliştirme kursuna gönderdi ve o genç bir işçi olarak Enternasyonal’in işçi mektebine gitme şansını yakaladı.
Kitapta bahsedilmez ama bilinir ki o yıllar, 1871 Paris Komününün hemen öncesidir. O yılların Fransa’sında diktatörlük rejimi vardı; tek kişiye dayalı Bonaparte’ın gerici rejimi hâkimdi. İşçilerin yaşam ve çalışma koşulları çok kötüydü. Bunun yanında örgütlenmeleri engelleniyor, dernek kurma, toplantı ve gösteri yapma hakları sınırlanıyordu. Basının üzerinde muazzam bir sansür ve denetim uygulanıyordu. Aradan 150 yılı aşkın bir süre geçti ama manzara ne kadar tanıdık değil mi?
Fransa’da uygulanan sansür ve rejimin emekçileri aldatmak için kullandığı “ekonomik refah” sloganı kimseyi ikna etmediği gibi tepkileri büyütmüştü. Sıkışan rejim Temmuz 1870’te Almanya’ya savaş açacak ve bu savaşta Fransa yenilecekti! İlerleyen aylarda (18 Mart 1871) isyan edip ayağa kalkan Paris işçi sınıfı iktidarı ele geçirdi. Tarihte ilk kez işçi sınıfı iktidarı eline alıyor, kendisi yönetiyordu. Elverişsiz koşullar nedeniyle Paris Komünü sadece 72 gün sürdü ama geride muazzam bir deneyim bıraktı. Komünün saflarında pek çok ulustan işçi vardı. İşte o işçilerden biri de romanımızın kahramanı Cezmi Baba’nın ta kendisiydi. Genç Cezmi’den Cezmi Baba olmaya giden sürecin mihenk taşı işçilerin Enternasyonal mücadelesinin tanıklığını yapmış olmasıydı.
Ülkesine dönen Cezmi Baba Birinci ve İkinci Meşrutiyet’e, dönemin sınıf hareketine tanıklık etmekle kalmaz, aktif olarak mücadelenin içinde yer alır. Osmanlı döneminde patlak veren ilk işçi grevlerine şahitlik eder. 1908 grevleri olarak tarihe geçen günlerde ülke İstanbul’dan Beyrut’a, İzmir’den Selanik’e, Üsküp’ten Ereğli’ye, Kavala’dan Samsun’a grevlerle sarsılır. Cezmi Baba, 1908 Rumeli Şimendiferleri grevinden 1920’deki Mayıs millileştirme grevlerine, oradan 1928 Tramvay Grevine dek pek çok grevde yerini alır. Egemenler tarafından sürgün edilir, mahpusluk çeker, fakat her şeye rağmen doğru bildiğinden şaşmaz. Sömürüsüz bir dünya için mücadele eden Cezmi Baba, yaşamının en temel görevini, yani işçi sınıfı içinde üstlendiği deneyim aktarma görevini şöyle tanımlar: “Biz tarihin içinden uzanıp gelen zincire, onu yarına götürecek baklayı sağlamca geçirelim. Sanırım tek vazifemiz budur bizim.”
Cezmi Baba, anlattığı üzere çağı değiştiren her olayı iliklerine kadar yaşamış, bu amaçla yola çıkanların çoğunu tanıma fırsatı bulmuş sosyalist bir işçiydi. Paris Komününden Ekim Devrimine işçi sınıfının kendi kaderini nasıl yazdığını yakından görmüş, göremediklerini de okuyarak öğrenmişti. Fakat en önemlisi inandığı yolda öğrendiklerini genç kuşaklara aktarmayı ve onları kendi siyasetlerini yapmak üzere harekete geçirmeyi görev bilmişti.
Romandaki Cezmi Baba gibi aktarma kayışı olmak büyük önem taşıyor. Bugün dünde yatar, yarın ise bugünün bağrındadır. Yarını kurma niyetinde olanlar bilirler ki geçmiş mücadele deneyimleri geleceğe ışık tutar. Bu bilinçle hareket eden UİD-DER’li işçiler, dünü bugüne bağlayan tarihin aktarma kayışları ve işçi sınıfının öncüleridirler. Öyleyse daha fazla işçiyi, genci ve emekçi kadını sömürüsüz ve özgür bir dünya mücadelesinin parçası yapmalıyız!
Örgütlenirsek Başarabiliriz!
Barutçu Tekstil’de Direniş Sürüyor
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Onurlu Bir Mücadele Deneyimi: 1948 Maden İşçileri Grevi
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- “Cinnet” Değil İşçinin Hak Mücadelesi: 1974 Ülker Direnişi
- Sungurlar Kazan Fabrikası Direnişleri
- Tariş Direnişi ve Direnişin Dönüştürdüğü Emekçi Kadınlar
- Cumhuriyet Tarihinin İlk Kitlesel İşçi Mitingi: 1961 Saraçhane Mitingi
- Tarihin Aktarma Kayışı ve Cezmi Baba Gibi Olmak!
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- 1928 Tramvay Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: 1974 Gıslaved Grevi
- Türkiye İşçi Sınıfının Mücadele Tarihinde DİSK’in Yeri
- 1969 Gamak Direnişi ve Şerif Aygün
- Berec Grevi ve Kadınlar
- Fotoğraf ve Tanıklıklarla 1968 Derby İşgali
- Tarihten Bir Yaprak: 1910 Bursalı İpek İşçilerinin Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: “Magirus’ta Grev Var”
- Tarih Bizim Rehberimizdir
- Özal’ın Yakasına Sarılıp Hesap Soran Baştemsilci
Son Eklenenler
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...