Buradasınız
Tatlı Meyve, Acı Reçete
Mersin’den bir işçi

Çarşıda, pazarda, markette, mağazada ekonomik yıkımın, yüksek enflasyonun, hayat pahalılığının yansıması olan fiyat etiketlerini görüyoruz. Güne kahvaltı yerine adeta iğneden ipliğe her şeye gelen zam haberleriyle başlıyoruz. Zaten normal bir kahvaltı için alınacak gıdaların, malzemelerin fiyatlarını görünce irkiliyoruz, kahvaltı yapacak iştahımızı da kaybediyoruz. Artık zamları normalmiş gibi karşılamaya, şaşırmamaya başlıyoruz. Hatta mesela markete, pazara giderken kendimizi yeni zamlara hazırlamaya çalışıyoruz. Fakat dikkat ettiniz mi? Fiyatların gerçek durumunu da idrak edememeye başladık. Artık ne pahalı, ne ucuz bilemiyoruz, algılarımız alt üst oldu. Diyelim ki tezgâhta biberin de salatalığın da kilosunun 100 lira olduğunu görsek bu normal mi, değil mi artık bilemiyoruz. Yüksek enflasyon ortamında ürünlerin fiyatlarının neye göre zamlandığı, ne kadar zamlandığı belirsiz. Daha önce hangi ürünün hangi üründen daha ucuz ya da daha pahalı olduğunu bilirken şimdi bilemiyoruz, kıyaslayamıyoruz. Ödediğimiz vergiler de aynı şekilde artıyor, neye ne kadar vergi veriyoruz, artık bilemez, takip edemez hale geldik.
Peki ya ücretlerimiz? İşte o yerinde sayıyor. Daha doğrusu her şeye zam geldiği için ücretlerimizin alım gücü düştükçe düşüyor. Yani sadece emek gücümüzün fiyatı, yani reel ücretlerimiz düşmeye devam ediyor. Sermaye sahipleri ve egemenler için bizler aç mıyız, tok muyuz, geçinebiliyor muyuz, hiç önemi yok! Patronların kârları katlanıyor mu, sermayeleri büyüyor mu, orası önemli. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Türkiye’de asgari ücret düşük değildir” diyor. Sabır acı, meyvesi tatlıdır diyor. Ama tatlı meyveyi kendileri yiyor, acı reçeteyi bize yutturuyorlar. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise Londra’da yabancı yatırımcılarla gerçekleştirilen toplantıda yılbaşında kamu çalışanları ile emeklilere ve asgari ücrete yüzde 15-20 zam yapılacağını söyledi. Yani sefaletin daha da dibine yuvarlanacağız. Ama Erdoğan’a göre Türkiye’de yoksulluk bitti!
Ekmeğimizi elimizden alanlar aklımızla dalga geçmeye devam ediyorlar. Patronların cebini şişirmek için bizi açlığa mahkûm ederken buna itiraz etmeyelim, susup oturalım istiyorlar. Bu pervasızlığa, bu saldırılara tepkimizi ortaya koymazsak yoksulluğumuz her geçen gün daha da kötüye gidecek. Tepkimizi doğru şekilde ortaya koyabilmek ve sonuç alabilmek için işyerlerimizde, sendikalarımızda, grev, direniş, mücadele alanlarında birlik olmalı, saldırılara birlikte karşı durmalıyız.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....