Buradasınız
Tepegöz, Basat ve Kapitalizm…
Avcılar’dan bir emekçi

Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.” Bir bebek mi yoksa canavar mı olduğu belli olmayan Tepegöz bu birliktelikten doğar. Çoban bebekle köye döner. Günde bir kazan süt yetmez Tepegöz’e, kadınlardan emdiği süt yeterli gelmeyince, kadınların kanını emmeye başlar. Ele avuca gelmeye başladığında birlikte oyun oynadığı çocukların burnunu, kulaklarını kemirir, halka korku salar. Halk şikâyetçi olur ve babası da Tepegöz’ü döver ve bir takım yasaklar koyar. Peri buna sinirlenir ve bir yüzük takar, artık çocuğuna ne mızrak ne ok zarar verebilecektir, Tepegöz artık ölümsüzdür. Dağa çıkar, insanların kâbusu olur. Halk Tepegöz ile savaşmak için seferler yapar ama gidenler geri gelmez. Bunun üzerine anlaşma yoluna giderler. Anlaşmaya göre Tepegöz’e her gün iki insan, beş yüz koyun verilecektir. Hanelerin çocukları gün geçtikçe azalır. En son bir anne isyan eder, üç çocuğundan geriye sadece bir çocuğu kalmıştır artık… Çocukluğu aslanların yanında geçmiş Basat’ın yanına gider anne, ondan yardım ister. Basat da çaresiz annenin yardım isteğini kabul eder. Tepegöz çeşitli hilelerle Basat’ı yenilgiye uğratır. Basat her yenilgiden dersler çıkartır ve en sonunda canavarın hassas noktasını keşfeder. Gözüne bir şiş saplar, öldürür ve halkı bu beladan kurtarır.
İçinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen olan kapitalizm adeta Tepegöz gibi bir canavar olmuş, milyarca işçi ve emekçinin hayatını karartıyor. Doğamız, yaşam alanlarımız yağmalanıyor, talan ediliyor. Ardı ardına orman yangınları can alıyor, tarım arazileri, ormanlar, meralar, zeytinlikler tarumar ediliyor. Kentler rant alanı olarak görülüyor. İş kazaları ve iş cinayetleri, kadın cinayetleri, aile içi şiddet ve intiharlar artıyor. Savaşlar, açlık, yoksulluk yüzünden bir kıtadan başka kıtalara göç eden yüz milyonlar var. Yaşama ait ne varsa, ona savaş açmış bir düzen içinde yaşıyor insanlık! Ama kapitalizm de Tepegöz gibi ölümsüz olmak istiyor, bunun için kurban istiyor!
Ama efsanede olduğu gibi, bizi kurtarmaya bir Basat gelmeyecek. Bizim kurtuluşumuz kendi ellerimizde, sınıfımızın saflarında birleşmekte, örgütlü mücadelemizde. Kendi sınıf kimliğimize, sınıf bilincimize, tarihsel hafızamıza sahip çıkarsak örgütlü mücadelemizle tarihi biz yazarız. O zaman insanlığın sonunu getirmeye kararlı bu çürümüş sistemi ortadan kaldırabiliriz.
- Tepegöz, Basat ve Kapitalizm…
- Everest’e Tırmanmak da Sınıfsal!
- Filler, Karıncalar ve Kıssadan Hisse
- “Bu Sene Hiç Kiraz Yediniz mi?”
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
Son Eklenenler
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”
- İngiltere’nin başkenti Londra’da yaklaşık 300 bin kişi, Filistin halkı için bir kez daha meydanlara çıktı. Soykırımın 700. gününde yüzbinler, Gazze’deki zulmü protesto etti ve savaş suçlularından hesap sordu. İngiltere hükümeti, İsrail’in savaş...
- Endonezya’da emekçiler, giderek derinleşen yoksulluk, işsizlik ve gelir adaletsizliğine karşı ülke genelinde kitlesel protestolar düzenliyorlar. Geçtiğimiz aylarda Silahlı Kuvvetler Yasasının parlamentodan geçmesi üzerine toplumdaki tepki kitlesel...
- Genç kadın işçi kardeşimize üç sene önce ilk karşılaştığımızdaki kısa sohbetimizde kendi sözlerini hatırlattım. “Seyrelen orman sele karşı duramaz” demişti. “Evet, ya abi onu bile unutmamışsınız” dedi. “O ifadelerle ne anlatmak istemiştin?” diye...
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.
- Sonbahar geldi. Ama hâlâ yıllık izne veya tatile çıkmayan arkadaşlarımız, komşularımız ve yakınlarımız var. “Tatile gideyim, şöyle bir kafamı dinleyip koca bir yılın yorgunluğunu atayım” diyebilen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Asgari...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5...
- Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. “İktidardakilerin dertleri ya da amaçları nedir, neyi hedefliyorlar” gibi sorular sormamız bile tuhaf oluyor. Güya bizi düşündüğünü, bizim için çalıştığını ileri süren iktidar sorunları büyütüyor, içinden...
- ABD’de geleneksel olarak her yıl Eylül’ün ilk Pazartesi günü kutlanan Emek Günü’nde, bu yıl da ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katıldığı kitlesel eylemler düzenlendi. New York, Boston, Şikago başta olmak üzere birçok şehirde sokaklara çıkan...
- Afganistan’da on binlerce emekçi, 31 Ağustos gecesi derin bir acıya uyandı. Ülkenin doğusunda yer alan Kunar eyaletinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, kısa sürede büyük bir yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre en az 2200 kişi yaşamını...
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.