Buradasınız
Tersanelerde, Madenlerde, Fabrikalarda... İşçilerin Canına Kıymaya Devam Ediyorlar

Tersanelerde, fabrikalarda ve madenlerde iş kazaları ve ölümler durmak bilmiyor. 2009 yılı içinde iş kazalarında ölen işçilerin sayısı 1000’e yaklaşmış bulunuyor. Yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı için her gün yüzlerce iş kazası meydana geliyor. Birçok işçi elini ve kolunu makineye kaptırıyor, şanslı olanlar ise sıyrık ve ezikle kurtuluyor. Tuzla tersanelerinde yaşanan iş kazalarının haddi hesabı yok. Artık bu kazalar ve hatta ölümler bile sıradanlaşıyor. Tuzla’da tam 130 işçi can verdi. Daha geçen haftalarda iki işçi kardeşimiz, Mahmut Altınöz ve Ercan Sancar, patronların kâr hırsının kurbanı oldular. Tuzla’da ölen işçi kardeşlerimizin kanı daha kurumadan bir toplu iş cinayeti haberi de Bursa’dan geldi.
10 Aralık akşamı, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı bir köyde, Bükköy Madencilik’e ait kömür madeni ocağında yaşanan patlama sonucunda 19 işçi hayatını kaybetti. Akşam vardiyasına giren 32 işçiden 19’u, kömür ocağında yerin yüzlerce metre altında yaşanan patlamayla birlikte oluşan göçüğün altında can verdi.
Bursa’daki patlama bir kez daha işçi sınıfının örgütsüzlüğünü ve bunun sonucunda patronların almadığı iş güvenliği önlemlerini gündeme getirdi. Patlama 10 Aralık akşamı saat 19.30’da yaşanmasına rağmen uzun süre kurtarma işine girişilememiş, daha da önemlisi madenin olduğu bölgede ve Bursa’da gerekli uzman kurtarma ekipleri bulunamamıştır. Zonguldak’tan yola çıkan kurtarma ekipleri ise, hava durumunun kötü olması nedeniyle karayoluyla geldiği için, zamanında maden ocağına yetişememiştir. Yani bıraktık işyerinde çökmelere karşı gerekli önlemlerin alınmasını, kent düzeyinde de olası iş kazalarına ve yaşanacak göçüklere karşı önlemler alınmamıştır. Bu sadece patronların suçu değildir, aynı zamanda patronların devletinin ve hükümetinin de suçudur. 19 işçi kardeşimizin ölmesinin, ailelerinin derin acılara boğulmasının ve çocuklarının yetim kalmasının sorumlusu patronlar, devlet ve hükümettir.
üstelik daha göçük yeni yaşanmışken, madene gelen AKP Bursa milletvekili, adeta patronun, devletin ve hükümetin suçunu saklamak istercesine, “kazanın kişilerin hatasından kaynaklanan bir olumsuz gelişme” olduğunu söyleyebilmiştir. Aynı şekilde, “patlamanın şiddetli olmadığını” söylemekte patron ve hükümet yetkilileri ağız birliği etmişlerdir. çalışma Bakanı, madenin düzenli olarak denetlendiğini, en son denetimin Mayıs ayında yapıldığını ve eksikliklerin giderilmesi için Aralık ayına kadar zaman tanındığını açıklamıştır. Ancak bu eksikliklerin ne olduğu ve neden 7 aylık bir zaman tanındığı sorularının cevabı verilmemiştir. Sonuç, gerekli önlemler alınmayarak 19 işçinin göz göre göre katledilmesidir.
Kazadan sonra Bursa Maden Mühendisleri Odası’nın yaptığı incelemeye göre göçük, biriken metan gazının tahliye edilmemesi ve bu ortamda dinamit patlatılması sonucunda gerçekleşmiştir. Dinamit patlamaları sonucunda göçük olmaması için maden ocağında gerekli önlemler alınmamıştır. Ayrıca patronun paraya kıymayarak tahkimat yaptırmadığı, yani ocakta gerekli güçlendirmelerin yapılmadığı anlaşılmıştır. Ortaya çıkan metan gazının dışarı çıkması için gerekli havalandırma sistemi de kurulmamıştır. Neticede 19 işçi kardeşimiz patronun kâr hırsının kurbanı olmuştur.
İş cinayetleri neden durmuyor? ülkenin dört bir yanından sürekli iş kazaları ve bu kazalar sonucunda işçilerin hayatlarını kaybettikleri haberleri gelmektedir. Tüm bunların nedeni işçi sınıfının örgütsüz olmasıdır. İş cinayetlerinin yaşandığı işyerlerinin neredeyse tamamının sendikasız olması bir tesadüf değildir. İşçi sınıfı örgütsüz ve dağınık olduğu için, patronlar ve hükümet üzerinde gerekli baskıyı kuramıyor ve iş güvenliği önlemlerini aldırtamıyor. İşçiler uzun saatler boyunca, alabildiğine yorgun bir şekilde, önlemlerin alınmadığı iş koşullarında çalışmaya zorlanıyorlar. Bu dayanılmaz çalışma koşulları ve önlemsizlik içinde yaşamlarından oluyorlar. ölümleri durdurmanın tek yolu var ve bu da işçi sınıfının örgütlenmesinden geçmektedir. İşçi sınıfı örgütlenmediği ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadele vermediği sürece iş cinayetleri yaşanmaya devam edecek: Tuzlalar ve Bursalar olmaya devam edecek. O halde acılarımızı içimize gömmeyelim ve örgütlenerek sermayenin karşısına dikilelim!
İş cinayetlerine son!
Gerekli iş güvenliği önlemleri alınsın!
Her işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları kurulsun ve işçilerin denetimine verilsin!
İş kazalarında yaşamını yitiren ya da çalışamaz duruma gelen tüm işçilerin ailelerine emekli maaşı bağlansın, sağlık güvencesine alınsın!
Her işyerine sendika!
Tıkır Tıkır!
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....