Buradasınız
Tuhaf… Hâlâ Nasıl Yaşıyoruz?
Kaynarca’dan bir lojistik işçisi

Merhaba Dostlar,
10 Haziranda UİD-DER İşçi Tiyatrosu’nun hazırladığı “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” adlı oyununu izlemek üzere Aydınlı’daydım. Mısır’da, köle olan İbrahim’in bir iş kazası sonucunda kafasına taş düşmesi üzerine, kendisine ve diğer arkadaşlarına yapılan haksızlıkların farkına varmasını ve hakları için mücadele etmesini konu alan bir tiyatro oyunuydu. Bir çırpıda anlatmama bakmayın. Neredeyse oyunda kurulan cümlelerin hepsinde bir anlam, bir mesaj gizliydi adeta. İçerisinde aşk, entrika, dram olmadığı halde, oldukça akıcı, heyecanlı ve merak uyandırıcıydı, inanın. Tiyatro sonrası röportajlar yapıldı. Fakat her zaman olduğu gibi ben dâhil olmadım röportaja. Çünkü duygu ve düşüncelerim oturmalı önce. Çünkü çok değerli bir etkinlik yapıldı. O an birkaç cümle ile ifade edemeyeceğim kadar kıymetli.
İnsanlar karın tokluğuna çalışıyorlar o dönemde ve adlarına köle deniliyor. Peki ya biz? Biz de neredeyse bu koşullarda çalışmıyor muyuz? Gün ağarırken evlerimizden çıkıp, zifiri karanlıkta evlerimize dönmüyor muyuz? Bize işçi deniyor, onlara köle… Onlar hiç değilse kim için köle gibi çalıştıklarının bilincinde. Peki, biz kim için çalışıyoruz? Bir bilgimiz var mı buna dair? Kendimiz için mi? Hiç sanmıyorum… Kişi başına düşen milli gelir rakamları ortada. Bize dayatılan rakamlar ve karşılığında sömürülen emek de ortada. Köle İbrahim başardı dostlar. Haklarının ve emeğinin sahibi olmayı başardı.
Benim içimde yine umut tohumları var. Hatta umut fidan oldu artık. Örgütlüyüm, UİD-DER’liyim… Bu kavgada mutlak galibiyete ulaşacağımıza eminim.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
İşimiz Zor Ama İmkânsız Değil!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...