Buradasınız
Türk Metal’den İstifa Eden İşçilerin Sordukları

- Metal sektöründe talepleri için üretimi durduran işçiler, yasadışı bir eylem yapmakla suçlanıyorlar. Üretimi durdurmak işten atma gerekçesi olabilir mi?
- İşçiler taleplerinin karşılanması için, Türk Metal olmaksızın işverenle sözleşme yapabilirler mi?
- Türk Metal’den istifa eden işçiler daha önce imzalanmış Toplu İş Sözleşmesinden (ücretler, ikramiyeler vb.) yararlanmaya devam edebilirler mi? Bunun için dayanışma aidatı ödemek zorunlu mudur?
- Dayanışma aidatı hangi hallerde ve nasıl ödenir?
- Türk Metal ve MESS arasında bir protokol imzalanırsa istifa eden işçiler bu protokolden yararlanabilirler mi?
- İşten atılmaları durumunda işçiler dava açarak işe iadelerini isteyebilirler mi?
- Türk Metal’den istifa eden işçiler, anlaşma sağlanıp yeniden üretime geçmeleri halinde, baskı ile karşılaşırlarsa hukuksal olarak ne gibi hakları vardır?
- İşçilerin, üretim yapmadıkları günler için ücretleri ve diğer sosyal hakları kesilebilir mi? Bunun önüne geçmek için işçiler imzalanacak sözleşmeye nasıl bir madde ekleyebilirler?
- İşveren “üretim durduğu için zarara uğradım” gerekçesiyle işçilerden zararının tazmin edilmesini isteyebilir mi? Buna karşı işçilerin neler yapması gerekir?
- TOFAŞ ve Renault’da vb. yapılacak olan iyileştirmenin, prim veya ikramiye olarak verilmesiyle ücrete yansıtılması arasında ne gibi farklar vardır?
İşçilerin hakları ve talepleri için iş durdurma hakkı yasalarca belirlenmiştir. İş Kanunu’na göre ücreti 20 gün içinde ödenmeyen işçiler toplu halde üretimi durdurabilmektedir. Toplu İş Sözleşmesi ve Lokavt Kanunu’na göre de TİS’in (Toplu İş Sözleşmesi) tıkanması durumunda işçiler greve gidebilir, yani üretimi durdurabilirler. Ayrıca Anayasa’da 2010 yılında yapılan düzenlemede “Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler yapılamaz” hükmü kaldırılmıştır. Buna gerekçe olarak da taraf olunan uluslararası sözleşmeler ve çağdaş demokratik toplumlarda çalışma hayatını düzenleyen ve genel kabul gören evrensel ilkeler gösterilmiştir. Bunun anlamı işçilerin çeşitli hakları ve talepleri uğruna toplu eylemlerde bulunabilecekleridir. Nitekim 2014 yılında Mersin Limanı işçileri de hakları için işyerini işgal etmiş ve üretimi durdurmuş, sonuçta da Yargıtay 7. Hukuk Dairesi işçilerin bu tür toplu eylemler yapma hakkı bulunduğunu doğrulayarak işten atılmalarını durdurmuştur. Aşağıya bu soruya yanıt teşkil eden Yargıtay kararı ile ilgili bir yazı ekliyoruz.
Evet yapabilirler. Buna Takım Sözleşmesi denir. Takım Sözleşmesi, İş Kanunu’nun 16. Maddesinde şöyle tanımlanmıştır: Birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı sözleşmeye takım sözleşmesi denir. Takım sözleşmesinin, oluşturulacak iş sözleşmeleri için hangi süre kararlaştırılmış olursa olsun, yazılı yapılması gerekir. Takım sözleşmesinde isimleri yazılı işçilerden her birinin işe başlamasıyla, o işçi ile işveren arasında takım sözleşmesinde belirlenen şartlarla bir iş sözleşmesi yapılmış sayılır.
Evet, yararlanmaya devam edebilirler. Bunun için işçilerin sendikaya dayanışma aidatı ödemeleri gerekmektedir. Sendikanın bu duruma itiraz etme veya kabul etmeme hakkı yoktur. İşçiler, toplu sözleşmenin geçerlilik süresi bitimine kadar sendikaya dayanışma aidatı ödeyerek sözleşmeden yararlanabilir.
6356 Sayılı İş Kanuna göre 1) toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, 2) sonradan işyerine girip de taraf sendikaya üye olmayanlar, 3) taraf işçi sendikasına üye olduğu halde imza tarihinde veya imza tarihinden sonra sendikadan ayrılmış (istifa etmiş olanlar), 4) imza tarihinde sendikadan ihracı kesinleşmiş bulunanlar “dayanışma aidatı” ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanabilirler. Bu hususta işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden itibaren geçerlidir. Ancak başka bir sendikaya üye olanlar dayanışma aidatı vererek bir sendikanın imzaladığı toplu sözleşmeden yararlanamaz.
Türk Metal sendikasından istifa etmiş işçilerin bu protokolden yararlanması, MESS ve Türk Metal’in protokole koyacağı hükümlere bağlıdır. Örneğin taraflar protokole “imza tarihinde sendikaya üye olma şartı” koyarlarsa istifa etmiş işçiler bu protokolden yararlanamaz. Bu nedenle işçiler, MESS ve Türk Metal arasında değil, kendi temsilcileri ve işveren arasında takım sözleşmesi imzalanmasını sağlamaya çalışmalıdır.
İsteyebilirler. İşçinin işe iade davası açabilmesi için, aynı işyerinde altı aylık kıdem kazanmış olması ve işveren tarafından iş akdine son verilmiş olması gereklidir. İlk soruda bahsi geçen Yargıtay kararına kadar, mahkemeler kanunlarda belirtilenlerin dışındaki toplu iş durdurma eylemlerinde genellikle işçi aleyhine karar verseler de, bu Yargıtay kararı işçilerin lehine bir emsal oluşturmuştur. İşçiler bu Yargıtay kararına dayanarak işe iade davası açabilirler. Bu sorunun detaylı cevabı için aşağıdaki linkte yer alan yazıya bakılabilir.
Türk Metal’den istifa etmiş olan işçiler, işverenle bir sözleşme yaparak (Takım Sözleşmesi) işe başladıkları durumda, işveren bu sözleşmenin şartlarını yerine getirmek ve sözleşme hükümlerine uymak zorundadır. Aksi halde işçilerin, mahkemeye dava açmak yoluyla, kendilerine uygulanacak her türlü haksız fiil karşısında haklarını arama yolu mevcuttur. Bu nedenle, işverenle imzalanacak sözleşmenin titizlikle ve düşünülerek hazırlanması önemlidir. Zaten İş Kanunu’nda işçiler ve işveren arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiği tanımlanmış ve işverenin uygulayacağı haksız fiiller karşısında işçilerin haklarının ne olduğu açıkça belirtilmiştir.
İşveren, işçilerin üretim yapmadığı günler için ücretlerini kesebilir. Ancak işçiler, işveren ile yapacakları sözleşmeye “üretim yapılmayan günler ücretli izin sayılır ve işçi alacaklarında bir kesinti yapılmaz” şeklinde bir madde ekleyerek, işverenin ücretleri ödemesini sağlayabilirler.
Evet isteyebilir. Ancak yukarıdaki sorunun cevabında olduğu gibi, sözleşmeye “üretim yapılmayan günlerde işverenin uğradığı zarar işçiden tazmin edilmeyecektir” maddesi eklenirse, bunun önüne geçilmiş olur.
İşçi açısından asıl olan ücrettir ve gerek emeklilik, gerekse de çeşitli tazminat hesaplamalarında asıl olarak ücret baz alınır. Ayrıca ücret artışları kazanılmış hak sayıldığından işverence geri alınamaz. Prim veya ikramiye gibi ücrete ek ödemeler ise, ancak sözleşmelerde açık biçimde belirtildiği ve sürekli ödendiği takdirde kazanılmış hakka dönüşür ve giydirilmiş ücret içinde yer alırlar. Önemli bir diğer husus ise, daha sonra yapılacak ücret artışlarında asıl ücretin temel alınacak olmasıdır. Bu nedenle işçiler, yapılacak iyileştirmenin ücret artışı biçiminde olmasında ısrar etmelidirler.
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....