Buradasınız
Tütün İşçilerinin Mücadelesinden

19. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı devleti borç batağına girmişti. 1875’te Osmanlı dış borçlarını ödeyemeyeceğini açıklayınca, bu duruma tepki gösteren Almanya, İngiltere ve Fransa borç geri ödemelerini garanti altına almak üzere Düyunu Umumiye teşkilatını kurdular. Osmanlı’nın en önemli vergi gelirleri tütün, tuz ve kahve üretiminden gelmekteydi. Düyunu Umumiye, tütün gelirlerini toplamak için 1883 yılında Reji Şirketini (tekel idaresi) kurdu. Artık Osmanlı devletinde vergileri yabancı şirket görevlileri toplamaya başlayacaktı.
Tütün üreticileri Reji’den ruhsat almadan hasat edemezdi. Tüm ürünü Reji’ye satmakla mükellefti. Köylünün tütünü kaça satacağını Reji belirliyordu. Köylü, Reji’den izinsiz kendi içeceği tütünü dahi saklayamazdı. Köylü kendi yetiştirdiği tütünün kilosunu Reji’ye 3 kuruşa verir, sonra kendi ihtiyacı olan tütünün kilosunu 10 kuruşa satın almak zorunda kalırdı. Bir köyden başka bir köye izinsiz tütün veya tuz taşımanın cezası çok ağırdı. Reji’nin silahlı kolcularının vurma yetkisi bile vardı. “Aynı zamanda, dönemin Reji müdürlerinden alınan bilgilere göre Osmanlı jandarmasıyla birlikte, kolcular ve halk arasında çıkan çatışmalarda ölen kişi sayısı her iki tarafta dâhil olmak üzere 20 bin civarındadır.”[1]
Reji tütün fabrikası 1887’de Samsun’da kuruldu. Fabrikada ağırlıklı olarak kadın işçiler çalışmaktaydı. Bugün olduğu gibi o günlerde de kadın işçiler ucuz işgücü olarak görülüyordu. Fabrikada kadınların yanı sıra, sağlıksız koşullar altında günlüğü iki kuruşa çalıştırılan çocuk işçiler de vardı. Azgın sömürü yetmezmiş gibi, kadın işçiler tacize ve tecavüze maruz kalıyorlardı.
Ömer İdris Akdin, Osmanlı’da Tütün Korkusu ya da “Reji Geliyor Reji” adlı çalışmasında, yaptığı sözlü tarih araştırmasına dayanarak konu hakkında şu bilgiyi verir: “O yıllarda, Reji İdaresinin bulunduğu kentlerde çocuk yaştaki kızların duyunca en sevindikleri ilan: ‘Reji geliyor…’ ilanıdır. Reji’nin adamları geldiğinde, yoksul ailelerin kızları, mahallede sıraya girerler büyük bir heyecanla. Minicik ellerini Reji’nin adamlarına uzatırlar… Reji’nin adamları ince parmaklılarını, ellerini beğendiklerini işe alırlar. Eller küçük ve zarif, parmaklar ince olmalı ki, sigaralar da ince ve muntazam sarılabilsin… Çünkü sigara sarma makineleri henüz icat edilmemiştir o yıllarda. İncecik sigaraların üretilmesi için, elleri küçücük, parmakları incecik çocuklara gereksinim vardır. Küçücük bedenleri tütün fabrikasında büyüyen bu kızların hemen hepsi de genç yaşlarda akciğer rahatsızlıklarından, kanserden ölüyorlardı.”[2] Yaşamak nedir bilmeyen çocuklar, yaşamdan kopartılıp götürülüyorlardı.
Reji sermayesinin aç gözlülüğü nice canlar alır. Baskıdan dolayı tütün kaçakçılığı artmaya başlar. Analar evlatlarına ağıtlar yakar. Tütün kaçakçılığı halk arasında masallara dönüşür. Köylüler Reji’ye baş kaldıran kaçakçılara maniler yazar, şarkılar söyler, onları bağırlarına basarlar. Samsun’un yoksul insanları Reji’nin baskısından bıkmıştır. Samsun’da halk arasında hoşnutsuzluklar gelişir ve isyanlar patlak verir. Tütün işçileri arasında da sınıfı bilinci oluşmaya ve eylemler yapılmaya başlanır. Bu arada 1908 yılında Cibali tütün fabrikasındaki işçiler ilk defa greve çıkarlar. İşçiler ücretlerine zam ister ve kararlı duruşlarıyla zammı kazanmayı başarırlar. Sonrasında işçiler kendi aralarında örgütlenmeyi ve dayanışmayı büyütmeye girişirler.
Samsun’daki Reji fabrikasında da 800 tütün işçisi iş bırakarak ücret artışı talebinde bulunur. Reji yönetimi, işçilere %25 zam yapar ve fakat işçiler zammın %30 olmasını istemektedirler. Bunun üzerine Reji korucularıyla işçiler arasında çatışmalar çıkar ve bu çatışmalar sonucunda ölenler ve yaralananlar olur. O yıllarda gelişen mücadeleler sonucunda, işçiler Samsun tütün işçileri sendikasını kurarlar.
Osmanlı devletinin ve Reji’nin zulmü işçileri yıldıramamıştır. İşçi sınıfı kadınıyla erkeğiyle kötü çalışma ve yaşam koşullarına karşı dayanışma içinde grevler örgütlemiştir. İşçi sınıfının tarihi sömürüye ve zorbalara başkaldırıyla doludur. Çünkü kapitalizm ortaya çıktığında mezar kazıcılarını da yaratmıştır. Tütün işçilerinin mücadele tarihi, Osmanlı’da gelişen kapitalist ilişkilere, işçi sınıfının ortaya çıkmasına, dayanışma birlikleri kurmasına, bir sınıf olarak mücadeleye atılmasına da ışık tutmaktadır.
[1]Gazi Giray Günaydın, Canik Mutasarrıflığı’nda Tütün Rejisi Uygulamalarına Karşı Tütün Amelelerinin Tepkileri (1908), http://dergipark.ulakbim.gov.tr/kid/article/view/5000124501/5000114636
[2]Akt: Gazi Giray, agç.
Mesele Örgütlü Olmakta!
İşyerlerimizde Kreş İstiyoruz, Kreş!
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....