UİD-DER’in Bangladeşli İşçilere Başsağlığı ve Dayanışma Mesajı
Değerli sınıf kardeşlerimiz,
24 Nisanda Rana Plaza’nın çökmesiyle binden fazla tekstil işçisi kardeşimiz hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. Türkiyeli kadın ve erkek sınıf kardeşleriniz olarak büyük acınızı paylaşıyor ve dayanışma duygularımızı iletiyoruz.
Dakka kentinde yaşanan ve adına ancak katliam denebilecek facianın sorumlusu kapitalist kâr düzenidir. Katliamın sorumlusu, çökme sinyali verdiği halde binadaki işyerlerini boşaltmayan patronlardır, onları kollayan hükümettir. İşçi kardeşlerimizin cansız bedenleri daha enkaz altındayken, Bangladeş Maliye Bakanı’nın “felaketin tekstil sektörüne etkisi ciddi değil” sözleri, sizleri öfkelendirdiği gibi bizleri de öfkelendirdi. Kapitalistlerin emrindeki hükümetler, işçilerin değil sermayenin çıkarlarını savunuyorlar. Patronların emrindeki bakanlar, işçilerin en acı gününde dahi patronlardan yana konuşmaktan çekinmiyorlar.
Acılı sınıf kardeşlerimiz,
Patronlar sınıfının tutumu dünyanın her yerinde aynıdır. Dilleri, ulusları ve dinleri değişse de onlar kapitalisttirler. Sizin ülkenizde olduğu gibi bizim ülkemizde de kapitalistler iş güvenliği önlemlerini almayarak işçilerin hayatını hiçe sayıyorlar. Yasalar işçilerin sağlığını ve güvenliğini güvence altına almaktan uzaktır, patronların çıkarlarını korumak üzere çıkartılmıştır. Bizim ülkemizde de yaşanan iş kazaları işçilerin canını yakıyor; her gün en az 4 işçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. İşçilerin aileleri acılara boğuluyor. Bizler, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) olarak, yaşanan işçi ölümlerine dur demek ve daha sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması için aylardır bir kampanya yürütüyoruz. Buradaki kapitalistler ve sermaye hükümeti, dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi üretim maliyetlerini düşürmek ve böylece kârlarına kâr katmak, “ekonomiyi büyütmek” için gerekli iş güvenliği önlemlerini almıyorlar. Açgözlü patronlar için kârlar insan hayatından çok daha önemlidir. İş kazalarında işçilerin ölmesini ise “kader” diye açıklıyorlar. Bu nedenle kampanyamızı “İş Kazaları Kader Değildir! İşçi Ölümlerini Durduralım” sloganıyla yürütüyoruz.Kampanyamızı işçilerin yoğun olarak yaşadığı semtlerde, sanayi bölgelerinde, kent merkezlerinde yürütüyoruz. Buralarda stantlar kuruyor ve emekçilere sesleniyoruz. İş kazalarında işçilerin ölmesini teşhir ediyoruz, duyarlılık oluşturuyoruz. Şu ana kadar yüz binlerce emekçiye ulaştık ve işçilerin iş kazalarında ölmesini protesto etmek için on binlerce imza topladık.
Değerli sınıf kardeşlerimiz,
Bizler Türkiyeli sınıf kardeşleriniz olarak yaşadığınız acıyı ve Bangladeşli patronlara karşı duyduğunuz öfkeyi paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. İş kazalarının ve işçilerin ölmesinin önüne geçmek için uluslararası düzeyde bir mücadele yürütmek gerektiğine inanıyoruz. Çünkü işçi sınıfı uluslararası bir sınıftır, sorunları ve çözüm yolları da uluslararasıdır.
Kahrolsun işçilerin canını alan kapitalist kâr düzeni!
Yaşasın işçilerin enternasyonal dayanışması ve mücadelesi!
Son Eklenenler
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...