Utanmazlık, Görgüsüzlük, Şımarıklık Arşa Çıkarken
İstanbul/Kıraç’tan bir metal işçisi
Yeni yıla girmemizle birlikte yağmur gibi yağan zamlar biz işçilerin belini daha da bükmeye başladı. Temel ihtiyaçlarımız olsa da ateş pahası gıda ürünlerinden iyice uzaklaşmaya başladık. İşyerlerinde, işçi evlerinde, mahallelerde, neredeyse her yerde gıda ürünlerine yapılan zamlar konuşuluyor. Asgari ücrete rekor zam yaptığıyla övünen iktidar, daha zamlı maaşımız cebimize girmeden bunu fazlasıyla bizlerden almaya başladı. Yılın ilk haftasında yapılan zamlar aslında önümüzdeki yıla da projeksiyon tutuyor. Biz işçiler (eğer aklımızı başımıza toplayıp bunlara dur demezsek) geçinebilmek için daha çok çalışacağız, daha az ürüne ulaşacağız, sağlığımızdan daha çok feragat edeceğiz, durum bunu gösteriyor.
Peki, biz işçiler tüm ağırlığıyla bu krizin yükünü sırtımızda hissederken acaba rejimin sözcüleri ne yapıyor, nasıl yapıyor, nasıl yaşıyor, onlar da bizimle aynı sıkıntıları yaşıyorlar mı? Tüm arsızlıklarıyla televizyon ekranlarında boy gösteren rejimin uşakları, “gerekirse soğan yeriz, simit yeriz” gibi densizliklerle biz işçilere akıl vermeye kalkıyorlar, hatta kuru soğanın nimetlerini öve öve bitiremiyorlar. Sınıf düşmanı bu zevat, rejime toz kondurmamak için her yola başvuruyor. Her yeri çürümüş, kokuşmuş, etrafına pislik saçan, bu topluma verebileceği hiçbir şeyi kalmayan bu rejim, işçi sınıfına boş vaatlerden başka bir şey veremiyor.
Peki, biz 1 kilo et bile alamazken, biz işçilere akıl verenler nasıl yaşıyorlar özetle bir bakalım, küçük bir örnek ile hangi dünyalarda olduğumuzu özetleyelim. AKP Milletvekili Vahit Kiler, Bitlis’te 15 keçi kestirip yaptırdığı büryan kebabını özel bir uçakla Ankara’ya Meclise getirterek orada bulunan AKP ve MHP’li vekillere ikram etti. Bu tek örnek bile çok şey özetlemiyor mu sevgili işçi arkadaşlar? İşin daha da vahim tarafı, bu sevgili beyler büryan kebabı tıkındığı saatlerde, bu toprakların farklı bölgelerinde 3 kişi geçinemediği için intihar etti. Nasıl oluyor da bir tarafta savurganlık, görgüsüzlük, şımarıklık arşa çıkarken, diğer tarafta bir lokma ekmek bulamadığı için insanlar artık yaşamak istemiyor? Rejim yandaşı politikacılar nasıl oluyor da “tasarruf” önlemi olarak eti kiloyla değil kuzu kestirerek aldıklarını anlatıyor? Hani bir söz vardır, ele verir talkını kendi yutar salkımı!
Kardeşler, içinden geçtiğimiz bu zor ve karanlık günler elbette geride kalacaktır. Elbette rejimin uşaklarının, biz işçi sınıfı ile alay etmesini unutmayacağız. Ama bu zor ve karanlık günlerden ancak işçi sınıfının örgütlü saflarında birleşerek, mücadele alanlarında yerlerimizi alarak çıkabiliriz. Unutmayalım işçi sınıfının örgütsüzlüğü faşist rejimi, örgütlülüğü ise işçi sınıfını yaşatır.
Son Eklenenler
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...