Buradasınız
Zamanımızı Kimler Belirliyor?
Esenyurt’tan bir kadın işçi
Ben gıda fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. Günde 12 saat çalışıyorum. Nefes bile almamıza izin vermiyorlar. Makinenin bir parçası haline gelmiş durumdayız. Resmen makinayla yarışır haldeyiz. İşyerinde çalıştığım süre boyunca ne kadar çok yorulduğumu anlamıyorum. Eve geldiğimde yemek, ev işi çocuk derken çok yorulduğumu hatta bütün enerjimi işyerinde harcadığımı anlıyorum. Ertesi günde aynı tempoyla işe devam ediyorum. Patronlar bizlerin sırtından kazandıklarıyla hayatın bütün güzelliklerini yaşıyorken biz ise güneş ne zaman doğuyor, gece ne zaman oluyor anlamıyoruz.
Okuduğum bir yazının başlığı şöyleydi: “Zamanımız Yoktu, Mücadele Edemedik!” Yazıyı okurken kendimi gördüm. Orada işçinin kendisine ait olduğunu düşündüğü boş zamanların bile patronlar sınıfı tarafından nasıl doldurulduğu anlatılıyordu. Bunu işçilerin düşünmesini, sorgulamasını, bir araya gelmesini engellemek için yaptığı vurgulanıyordu. Anladım ki bizlerin yaşamlarını patronlar sınıfı belirliyormuş. Ben de eve gittiğimde işin dışındaki zamanı istediğim gibi kullanırım diye düşünüyordum. Oysa öyle olmadığını anladım. Zenginler işçiler birlik olmasın diye önümüze sürekli zorluklar çıkarıyorlar. Sorunlarımızı görmeyelim, kendi bireysel sorunlarımız olduklarını düşünelim ve tek başımıza zorlukların üstesinden gelmeye çalışalım istiyorlar. Aslında işçilerin birliğinden ve mücadelesinden ödleri patlıyor. Egemenler, işçiler düşünürse, sorgularsa, kendi sınıflarının penceresinden bakan yayınları okurlarsa, hele bir de yan yana gelirlerse ne kadar güçlü olacaklarını çok iyi biliyorlar.
Sorun maalesef biz işçilerde. Bu oyunları görmemiz gerekiyor. Mücadeleye gelince kimilerimizin bir türlü “zamanı olmuyor”. Oysa yan yana gelmek ve örgütlenmek için çaba harcamalı, zaman yaratmalıyız. Biz işçiler birlik olmaktan ve örgütlenmekten korkmayalım. Çalınan yaşamalarımızı geri almak için mücadele saflarında birleşelim!
Ezilen İnsanlığın En Soylu Amacı
Armut Ağacı ve Bilinç Meselesi
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...