Buradasınız
Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
“Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder. Melodisiyle hepimizi keyiflendiren bu türkünün sözleri Türkiye tarihinin önemli bir döneminin ipuçlarını verir. ABD’nin 1948 yılında başlattığı Türkiye de dâhil 16 Avrupa ülkesine sözde yardım ulaştırmayı hedeflediği Marshall planının etkisiyle yazıldığı söylenir bu meşhur türkünün.
1940’lı yıllar İkinci Dünya Savaşının alevlerinin dünyanın büyük bir bölümünü yakıp kavurduğu yıllardı. Savaşın acısını yaşayan emekçi halklar yoksulluğun pençesinde kıvranıyordu. Savaşın sonunda dünya iki kutuplu hale gelmişti; bir yanda ABD, öte yanda Sovyetler Birliği. ABD, Avrupa halklarının yüzünü Rusya’ya dönmesini engellemek, nüfuz alanını genişletmek, daha fazla ülkeyi kendi pazarı haline getirmek için dönemin Dışişleri Bakanı George Marshall’ın soyadının verildiği Marshall planını devreye soktu. Bu plana göre ABD ekonomik sorunlarla boğuşan Avrupa’ya ekonomik destekte bulunacak, gıda yardımları yapacaktı. Elbette karşılıksız değil! Böylece bir taraftan Avrupalı işçi ve emekçilerin kapitalist sömürü düzenine karşı artan öfkesi bastırılacak diğer yandan da Avrupa ülkeleri ABD’nin hegemonyası altına alınacaktı.
Savaşa doğrudan müdahil olmadığı halde Türkiye de egemenlerin çıkarları doğrultusunda plan kapsamına alınmıştı. Yardımların karşılığında ABD’den bazı elektronik malzemelerin ve gıda ürünlerinin ithal edilmesi zorunlu kılınmıştı. Böylece Türkiye’ye paranın yanı sıra ABD tarımının bel kemiği olan mısır yağı, margarin ve süt tozu dolu tırlar giriş yapıyordu. Yoksul halkın payına margarin, Amerikan bezi ve süt tozu düşerken sermaye sahiplerine yeni makineler ve yeni fabrikalar için teşvikler dağıtılıyordu. Türkiyeli egemenler bir yandan sermayelerini büyütüp ABD ile ilişkilerini geliştiriyor öte yandan yalanlarla yoksul emekçileri uyutmaya çalışıyordu.
İşte bahsettiğimiz türkünün margarin ve Amerikan bezinin tüketiminin arttırılması için halka zeytinyağının ve basma fistanın kötülenmesi amacıyla yazıldığı söylenir. Türkünün yazılma amacı gerçekten bu mudur bilinmez. Ama o dönemlerde zeytinyağının sağlığa zararlı olduğu fikri işleniyor, mesela çabuk yandığı ve bu nedenle kanserojen etkileri olduğu söyleniyordu. Kimyasal olarak üretilen margarinin ise hem çok sağlıklı hem de çok lezzetli olduğu konusunda demeçler veriliyordu. Bir margarin markası olan Vita’nın reklamları her yerdeydi. Öte yandan o yıllarda çocuk olanlar okullarda her gün süt yerine suyla karıştırılarak tüketilen süt tozunun içirildiğini hatırlayacaktır. Şimdi birçok sağlık sorunlarına sebep olduğunu bildiğimiz bu ürünler o dönemde bizzat devlet eliyle yaygınlaştırılıyordu.
Geçmişten bu güne milliyetçiliği, konumuz özelinde mesela yerli üretim malların önemini dilinden düşürmeyen egemenlerin kendi çıkarları doğrultusunda nasıl da bunları bir çırpıda kenara atıverdiklerinin önemli bir örneğidir o yıllarda yapılanlar. Milliyetçiliği kitleleri uyutmak için kullanırlar, gemilerini yürütmek için her türlü dalavereyi çevirmekten de geri durmazlar. “Dış mihraklar” diye bir öcü yaratıp, herkesin Türkiye’nin düşmanı olduğunu söyleyip kitleleri yaptıkları her türlü zorbalığa ikna etmeye çalışırken, arka planda türlü çıkar ortaklıkları yaparlar. Dün olanlar da bugün yaşananlar da farklı değildir. Mesela bir yandan İsrail’in asıl hedefinin Türkiye olduğunu söyler, Filistin’de yaptığı katliam nedeniyle İsrail’i güya kınarlar ama diğer taraftan silah da dâhil olmak üzere İsrail’le her türlü ticarete devam ederler. İşte egemenlerin ikiyüzlülükleri!
Egemenlerin çıkarları söz konusu olduğunda ne kurallar, ne doğrular ne de vicdan kalır ortada. Toplumu kutuplaştırmak, bilinçlerimizi felçleştirmek için bugün ak dediklerine yarın kara demekten çekinmezler. Düzenlerinin bekası için yapmaları gerekeni yapar, kendi sınıf çıkarlarını korurlar. Peki ya biz işçiler? Bizim de bir sınıf olarak kendi çıkarlarımızı korumamız gerekmez mi? Bizim sınıf çıkarımız kutuplaştırıcı politikalara karşı işçiler olarak birleşmekten, egemenlerin yalanlarına karşı uyanık olmaktan, yaratılan korku atmosferine rağmen cesur olup bu sömürü düzenine karşı çıkmaktan geçiyor.
“Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler geri dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
Son Eklenenler
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...