Buradasınız
“Zincir Marketi Zincirine Bağladık”
İzmir’den İşçi Dayanışması okuru
Eğitim emekçisi bir arkadaşım aradı. Zincir markette çalışan kardeşine istifa dilekçesi yazıp imzalaması için baskı uygulanmış. Günlerce süren baskıya dayanamayan kardeşi istifa dilekçesini yazıp imzaladıktan sonra yaşadıklarını ablasına anlatmış. Ablası da olup biteni bana anlattı.
“Abi biliyorsun kardeşim 37 yaşındadır. Atanamamış öğretmendir. Yıllarca atanmayı bekledi durdu. Atanmayı beklerken önce özel okullarda iş bulmak için çok uğraştı. Ama nereye form doldursa ‘sizi arayacağız’ dediler. Kendi mesleğinde iş bulamayınca bulduğu işlerde çalıştı. Son girdiği işyeri zincir market oldu. Markette üç çalışandan birini diğerlerinin başına müdür yapıyorlar. Bu müdür 24 yaşında bir erkek. Diğer 20 yaşında kızla bir olup kardeşime baskı yapmışlar. Kendileri eski oldukları için günlerce baskı görmüş kardeşim. İstifa dilekçesi imzalaması için bıktırmışlar. Kardeşim de uğradığı hakaretlere, aşağılamalara dayanamamış. İstifa kâğıdını imzalamış. Onlar da kardeşim gibi işçiler. Ona istifa dilekçesi imzalatma hakları var mı? Bunun için ne yapabiliriz?” diyerek ne yapılabileceğini sordu.
“Bir işçiyi patronun kendisi de olsa istifaya zorlayıp imza attıramaz. Kardeşinin yaşadığı sorun ise gerçekte tepedeki müdürlerin ayak oyunudur. Bu işçileri birbirlerine karşı silah gibi kullanmaktadır patronlar. Kardeşin zincir market müdürünü arayıp işten çıkmayı kabul etmediğini söylesin. İstifa kâğıdını marketteki diğer işçiler kendisine baskı uyguladığı için imzaladığını belirtsin. İşten çıkartılırsa dava açacağını da mutlaka söylesin” diye tembihledim. Arkadaşımın kardeşi zincir market müdürüyle konuştuktan sonra işine devam etti. Evine daha yakın bir şubeye verildi. Abla, kardeşi işe başladıktan sonra aradığında, “zincir marketi zincire bağladık” dedi sevinçli bir ifadeyle.
İşçi kardeşler, her birimiz çalıştığımız işlerde deneyim ediniriz. Ardı sıra çalıştığımız işlerde uzmanlaşırız. Fakat yaşımız, iş deneyimimiz ne olursa olsun, haklarımızı UİD-DER gibi işçi sınıfı örgütlerinde örgütlenerek öğreniriz. Örgütlü bir işçi için öğrenmek, aynı zamanda öğrendiğini öğretmektir. Örgütlü işçiler olarak yaşadığımız deneyimlerden de biliriz ki, verdiğimiz hiçbir emek boşa gitmez. Atılan tohumlar baharda toprağın bağrından filizler verdiğinde yüzünü güneşe dönerler. Bugün haklarından bihaber olan her sınıf kardeşimize hakları için mücadele etmelerini söylediğimizde aslında toprağa tohum atıyoruz. Elbet bu tohumlar yavaş yavaş yeşerecektir.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...