
Art arda gelen işçi katliamı haberleri yüreklerimizi dağlıyor. Ermenek’te madene gömülen işçilerden birisinin annesinin “benim evladım yüzme bilmez ki” feryatları yüreklerimizi dağlıyor, ama egemenlere ulaşmıyor. Kara haberlerin ardı arkası kesilmiyor. 3 Kasım sabahı yine acıya uyandık. Kaçak göçmen işçileri ve çocukları taşıyan bir tekne Rumeli Feneri’nin 4 kilometre açıklarında alabora oldu. 43 kişinin olduğu teknede bir can pazarı yaşandı ve 24 kişinin cansız bedeni Marmara’nın soğuk sularından çıkarıldı. Ölenlerin çoğu kadın. 13 kişi ise soğuk sularda kayboldu, aramalar devam ediyor.
Kendi memleketlerinde savaşın, açlığın, işsizliğin ve ümitsizliğin cenderesinde yaşayan Afganlar, daha güzel bir yaşam düşlüyorlardı. Başka ülkelerde yeni yaşamlar kurmak isterken umut tacirlerinin eline düştüler. Kişi başına 7 bin Avro kazanacaktı bu tacirler. Gerisinin önemi yoktu. 7-8 kişilik tekneye 43 kişi bindirildiler. Bu zalimlik bugüne kadar binlerce göçmenin canını aldı. Çok az sayıda insan bu facialardan sağ kurtuldu.
Onların adı başka dilde söyleniyordu. Umutları başka bir dilde ifade ediliyordu. Türküleri başka dilde yakılıyordu. Ama yaşadıkları acılar bizimle aynı ve kapitalizmin elinden gelen ölümleri, dünyanın neresinde olursa olsun bizim işçi kardeşlerimizinki gibiydi.
Kardeşler!
UİD-DER “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyasının ardından düzenlediği “İş Kazalarına Karşı Mücadeleye ve Dayanışmaya” adlı etkinlikte göçmen işçi konusuna da değinmişti. Etkinlikte, Elif Çağlı’nın göçmen Haitili işçilerin dramını ve sulara gömülmelerini anlattığı şiiri, acı ve öfkeyi bilemişti. Bugün de açların umutları sulara gömülüyor. Hemen yanı başımızda! Daha ne kadar dayanabiliriz bu acımasız sermaye düzenine? Daha ne kadar dayanabiliriz her gün yeniden katliamlara uyanmaya ve sıranın bize gelmesini beklemeye?
Soma’da canımızı alan kömür değil, kapitalizmdir. Torunlar’da canımızı alan asansör değil, kapitalizmdir. Isparta’da canımızı alan fren değil, kapitalizmdir. Rumeli’de canımızı alan Marmara denizi değil, kapitalizmdir! Bugüne kadar meydana gelen tüm göçmen işçi facialarında, maden ve inşaat kazalarında, iş cinayetlerinde sorumlu kapitalizmdir. Gerçek sorumludan hesap sormak ancak onu yıkıp yerle bir etmekle olur. Kapitalizm bizi öldürmeden biz kapitalizmi yıkalım!