Pazar günü fabrikada mesai olmasına rağmen işe gitmedim. İşyerindeki UİD-DER’li arkadaşım beni tiyatro oyununa davet etmişti.
Oyunu izledikten sonra iyi ki mesaiye gitmemişim dedim ve arkadaşıma teşekkür ettim. Önce benim gibi daha önce hiç UİD-DER’e gitmemiş işçilere, UİD-DER’den bahsetmek istiyorum. Gazi şubesinde herkesin bir iş yapması, gelen işçileri karşılaması, yaşadığımız sorunlardan ve çözüm yollarından bahsetmesi ilgimi çekti. Hiçbirinde patron, işsizlik, kriz korkusu yoktu adeta. UİD-DER işçilere güven kazandırmış. Ben de bu güveni kazanmak istiyorum.
Oyunun adı “İşçiler İçin, Nasıl Bir Oyun Oynamalı” idi. Oyunda bizlere özel mülkiyeti, sömürüyü, iş kazalarını anlattılar. Oyun, bir mahkemede geçiyor. Bir tarafta patron, toprak sahibi, din adamı ve avukat varken öbür tarafta ise, işçiler ve bir sosyalist var. Oyunu izlerken kendi fabrikam geldi gözlerimin önüne. Oyun bittiğinde ayakta alkışladık UİD-DER Tiyatro Kulübünü.
Ben bu oyun sayesinde, çalıştığım fabrikayı bir mahkeme gibi görüp, patronlara karşı işçilerle mücadele etmesini öğrendim. İşiler mücadele ettiklerinde, her yerde kendi davalarını kazanacak ve patronları mahkûm edecekler.