UİD-DER’li dostlarımızın yazdığı mektubu öfkeyle okudum. Bir taraftan da, patronun saldırısı karşısında mücadele azimlerinin bilenmesi umut verdi bana. Direnişçi işçi kardeşlerimizin selamını aldık. Aleykümselam. Bizlerden de kucak dolusu selamlar. Direnişlerini büyük bir saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Öfkeleri öfkemiz, mücadeleleri bizlerin mücadelesidir. Patronun yaptığı saldırı Kale Kayış işçilerine değil, her birimize, biz işçilere yapılmıştır.
Direniş yaşamış bir işçi olarak, Kale Kayış işçilerinin haklı mücadelesini ve haklı öfkesini iliklerime kadar hissediyorum. Direnişteyken yaşadığım anlara götürdü beni. Ne zaman anayasal hakkımızı kullanmaya kalksak, makinelerinizin çarklarında ölmek istemiyoruz, sermayeniz için dökecek kanımız yok desek ve bu bilinçle yan yana gelsek, karşımızda korktuğu için ne yapacağını bilemeyen ve pervasızca saldıran, insanlığını kaybeden, acizleşen patronların saldırıları ile karşılaşıyoruz. Yan yana gelmemizden, birlik olmamızdan korkuyorlar. Onlar da biliyorlar ki, işçiler birleştiğinde ve mücadele ettiğinde, kum üzerine kurulu saltanatları, bizlerin alın teri ile büyüyen sermayeleri ellerinden gidecek. Ama korkunun ecele faydası olmayacak. Yeter ki biz işçiler, haklı ve onurlu davamıza sahip çıkalım.
Kale Kayış işçisi kardeşlerim;
Sizlerin verdiği bu mücadeleyi, tam 20 yıl önce ben de vermiştim. Sizler gibi saldırıya da maruz kaldık. Yeri geldi aç kaldık, yeri geldi kiramızı ödeyemedik. Ama hiçbir baskı, hiçbir ekonomik sorun bizi mücadelemizden vazgeçirmedi. Haklı olmanın verdiği bilinçle, sonuna kadar direndik. Tabii ki bunu birlikte sağlam durarak ve sınıf dostlarıyla dayanışma içinde başardık. UİD-DER’li dostlarınızla bağlarınızı koparmayın. Biz öyle yaptık. Fabrika önünde biten direnişimizden sonra, mücadeleye devam ettik. UİD-DER’li dostlarımızın sayesinde devam ediyoruz. Ne zaman ki bu kokuşmuş, çarkı bozuk düzen son bulur, ancak o zaman işçilerin mücadelesi son bulur. Bugün Kale Kayış, yarın yakınınızdaki başka bir fabrikada, ya da çocuğunuzun, eşinizin, dostunuzun çalıştığı başka bir fabrikada aynı sorunlar ve aynı baskılar devam edecektir. Mücadeleye atılan biz işçilerin omzundaki sorumluluk, kendi fabrikamızla sınırlı değildir. Benim direnişimizden öğrendiğim en büyük deneyim şudur ki sermaye sınıfı var oldukça, bir işçi olarak mücadele etmek zorundayım. İşçi sınıfının, kendi sınıfımın safında yer almak zorundayım. Direniş bana bunu öğretti. Direnişimizden bu yana da, mücadeleye devam ediyorum. Nerede bir direniş, mücadele varsa, kalbim orada atıyor. Artık biliyoruz ki, hiçbir direniş, sadece o fabrika için değildir. Etrafındaki diğer fabrikalar içindir, işçi sınıfının güçlenmesi içindir. Bilin ki sadece kendiniz için direnmiyorsunuz. Silivri’de bulunan tüm fabrikalara örnek olacaksınız. Diğer fabrikadaki işçi arkadaşlarımıza da umut olacaksınız. Direnişinizi, mücadelenizi sahipleniyoruz. Bizler de meydan okuyoruz. Herkes bilsin ki Kale Kayış işçisi yalnız değildir, sahipsiz değildir. Kale Kayış patronunun arkasında bir avuç asalak sermayedar varsa, Kale Kayış işçisinin arkasında, sermayeyi üreten, hayatı var eden, alın teri ve onuruyla yaşayan milyonlarca işçi kardeşleri vardır.
BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZLER!