
Merhaba işçi kardeşlerimiz. UİD-DER’in 14-17 Haziran tarihlerinde “Aylardan Hazirandı İşçiler Tarih Yazdı” [1] başlığı altındaki yayın akışını her birimiz ilgiyle takip etmiştik. Bu akışta 15-16 Haziran’ı anlatan tiyatrodan bir kesit görmüştük. İşçi önderi Kemal Türkler’in eşi Sebahat ablamız da izlemişti bu oyunu. Fotoğraflarını görünce bizde büyük bir merak uyandı. Kadınlar olarak 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin yıldönümü vesilesiyle UİD-DER’li işçilerin 2009 yılında sahneledikleri “Uyanıştan Başkaldırıya” isimli oyunun videosunu izledik. Oyunu izledikten sonra her birimiz “Keşke UİD-DER’le daha önce tanışsaymışız” diye düşündük.
Oyun kısaca 1970 yılının Türkiye’sinde işçi sınıfının yükselen mücadelesini konu ediyor. Oyun o dönemi hem işçilerin hem de patronların gözünden anlatıyor. Grevde olan metal işçilerini anlatırken onların yaşamlarına da eğiliyor. Biz kadınları en çok etkileyen kısmını sizlerle paylaşmak istiyoruz: Grevci işçilerden birinin eşi Hatice, kocasının grevde olmasından rahatsızdır. Bunun sebebi elbette geçim sıkıntısıdır. Kocasının işçiliği bırakıp bir ekmek fırını açmasını ve daha çok para kazanmasını hayal etmektedir. Hatice, grev alanından eve gelen kocasına sürekli laf eder ve evde kavgalar bitmek bilmez. Başka bir grevci işçi Nâzım ve eşi Pınar sürekli bu aileyi ziyaret eder. Pınar Hatice’yi hiç yalnız bırakmaz ve onun dönüşümü için çaba gösterir. Bir süre sonra Hatice eşindeki değişimi fark eder ve kendi de değişmeye başlar. Hatice, Pınar ile birlikte işçi ailelerini greve ikna etmek için ziyarete giden bir kadına dönüşür. Açıkçası Hatice’nin bu dönüşümü bizlere çok tanıdık geldi. Bizler de UİD-DER’le tanışmadan önce Hatice gibi pembe hayaller kurmakla meşguldük. Bizim de evlerimize kalpleri sımsıcak, gözleri ışıl ışıl insanlar girdi. Patronların bize sinsice dayattığı derin uykudan uyandık. Şu an biz şunu çok iyi görüyoruz; hak ettiğimiz başka bir hayat, yaşadığımızsa bambaşka. Ve bu hayatı değiştirip dönüştürmek bizim hünerli ellerimizde. Yeter ki ellerimizi çoğaltalım, birleştirelim ve bir yumruğa dönüştürelim.
İşçilerin unutturulmaya çalışılan tarihini UİD-DER’den öğreniyoruz. Dün çok emek verilerek yapılmış olan tiyatro oyunuyla aktarılmış şanlı tarihimiz bugün de başka araçlarla aktarılmaya devam ediyor. Oyunu izledikten sonra sohbet ederken düşündük ki şartlar ne olursa olsun örgütlü işçiler bilinçlerini beslemenin ve dayanışmanın bir yolunu bulurlar. Bir kez daha kendimizi çok şanslı hissettik. Şimdi önümüzde duran görev, bizim eski halimiz gibi rüyalar âleminde olan işçi kardeşlerimizi uykusundan uyandırmak ve birlikte büyüttüğümüz mücadelemize katmaktır.