
Merhaba kardeşler,
Geçtiğimiz günlerde Ekim Devriminin 103. yıldönümünde uidder.org’da yayınlanan “İşçiler Devrim Yaptı, Ayaklar Baş Oldu [1]” programını heyecanla, coşkuyla takip ettik. Bu programı takip ederken sık sık içinde yaşadığımız sistemi, koşulları, Ekim Devrimi sonrası yaşananları düşündüm, bugünle karşılaştırdım. O günle bugün arasında çok büyük farklar var. İşçiler Rusya’da siyasi iktidarı ele alınca artık yönetilen değil, yöneten olmuşlar. Üreten de yöneten de işçiler olmuş.
Bugünkü siyasi iktidar ya da bundan önce tepemizde olan siyasi iktidarlar sürekli asıl efendinin millet olduğundan dem vuruyorlar. “Milletin” dedikleri mecliste, millet adına oturduklarını söyleyenlerin sürekli biz işçilerin yaşam koşullarını ağırlaştıran, haklarını kısıtlayan yasalar çıkarması “milletin” umurlarında bile olmadığının, onların sadece kendi çıkarlarını düşündüğünün ifadesidir.
Ekim Devriminden sonra işçilerin kurduğu iktidar altında yaşananlar işçiler için gerçek manada temsiliyetin ancak siyasi iktidarın işçilerin eline geçmesiyle mümkün olacağını gösteriyor. Efendileri def edip kölelikten kurtulmak istiyorsak, kendi yaşamı üzerinde söz sahibi olan özgür insanlar olmak istiyorsak Ekim Devrimi bize yol gösteriyor. Yönetilmenin değil, yönetmenin yolunu göstererek hayatın anlamını öğretmeye devam ediyor.