1 Mayıs yaklaşıyor işçi kardeşler. Yaklaşan 1 Mayıs’a kitlesel bir şekilde katılmak ve 1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun bir güne dönüştürmek için hazırlık yapmak, bizler için büyük önem taşıyor. İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta, dünyanın bütün meydanları, ezilmeye ve sömürülmeye karşı yükselen haykırışlarımızla inleyecek. Bizler de dünya işçi sınıfının bir parçası olarak alanlarda olmalı, kol kola yürümeli, sınıfımızın onur ve gururunu hep beraber paylaşmalıyız.
1 Mayıs ateşini bundan tam 114 yıl önce Amerikalı sınıf kardeşlerimiz tutuşturdu. Hedefleri uzun iş saatini 8 saatle sınırlamaktı. Bu hedef, mücadele sayesinde kazanıldı ve neticede bütün dünya işçilerine armağan edildi. Bugün bizler, o zaman yakılan ateşi daha çok büyütecek bir güce sahibiz. Yeter ki bu ateşi büyütmek için daha çok çalışalım. Bunun için bizlerin 1 Mayıs’a çok ama çok iyi bir hazırlık yapması gerekiyor. Kardeşler! Fabrikalarda, mahallelerde, okullarda ne çok insan var ki, bu şanlı mücadele gününden bihaber! Bir o kadar kardeşimiz de 1 Mayıs’a katılmaktan çekiniyor, korkuyor. İşçi kardeşlerimiz işten atılma korkusu nedeniyle 1 Mayıs’a katılmıyorlar. Ayrıca devlet ve medya sürekli olarak, işçilerin mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı bir korku günü olarak tanıtıyor. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı ne yazık ki milyonlarca insan 1 Mayıs’a katılmıyor, katılamıyor.
Bizler, 1 Mayıs’ı sınıfımızın birlik, mücadele ve dayanışma gününe çevirmeliyiz. Ulaşabildiğimiz her işçi ve emekçiyi 1 Mayıs gününde birlik olmaya çağırmalıyız. 1 Mayıs’ın bugün bizler için taşıdığı önemi anlatarak sınıf kardeşlerimizi alanlara davet etmeliyiz. Bizler, geri duranları ileri çekmeli, korkanları cesaretlendirmeli ve umutsuzları umutlandırmalıyız. Bu görev tek tek biz işçilerin, sendikaların ve sınıf örgütlerinin en temel görevidir. Dikkat ettiniz mi kardeşler, her 1 Mayıs öncesinde işçi sınıfının birliğinden korkan patronlar, işten atma tehditleriyle nasıl da işçileri alanlardan uzak tutmaya çalışıyorlar? Medya ve polis korku yayıyor. Onlar işçileri korkutmaktan, işçilerin dayanışması önüne türlü türlü engeller çıkartmaktan bir an olsun geri durmuyorlar. Bizlerse patronların bütün bu engellemelerine ve baskılarına rağmen, hiçbir ayrım yapmadan işçi kardeşlerimize ulaşmalı, sesimizi duyurabilmeliyiz. Bu konuda sendikalı kardeşlerimize, sendikalarımıza önemli görevler düşüyor. Sendikalar bütün olanaklarıyla 1 Mayıs’a hazırlık yapmalıdırlar. İşçi-işsiz, sendikalı-sendikasız hiçbir ayrım yapmadan bütün işçileri alanda buluşturma hedefiyle bugünden kollarını sıvamalıdırlar.
Sınıf bilinçli işçiler biliyorlar ki, gerçekler işçilere sabırla açıklanmadan, sorunlarımızı çözmek için ter dökmeden kolay yoldan hiçbir başarı elde edilemez. Ancak birleşen ve mücadele eden işçiler kazanabilirler. Tıpkı Tekel ve Akkardan işçileri gibi direnmek için fabrika önlerinde, direniş alanlarında ailelerimizle birlikte dimdik durmalıyız. Biz alanlarda hep beraber yan yana olduğumuzda, kazanan bütün işçiler olacaktır. İşten atılan, hakları için direnen kadın ve erkek işçilerin kendilerine ve mücadelelerine olan güvenleri artacaktır. Sendikasızlaştırma saldırılarına, işten atmalara ve hak gasplarına karşı dur deme cesareti büyüyecektir. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak tüm kardeşlerimizi bugünden 1 Mayıs’a hazırlanmaya ve mücadele ateşini birlikte büyütmeye çağırıyoruz.
Yaşasın 1 Mayıs!
Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!