Sabahın erken saatlerinde işçiler vardiyalarına başlamaya hazırlanırken biz de UİD-DER’li işçi ve öğrenciler olarak güzel bir heyecanla kolları sıvadık. Mersin limanının çevresini derneğimizin afişleri ile donatacaktık. Uzun bir süre önce direnişlerinde tanıştığımız liman işçisi arkadaşlarımızı derneğimizin işçi öz-eğitim etkinliklerine katmaya çalıştık, her ay bültenimizi ulaştırdık, bültenimize mektuplar yazdılar. Şimdi ise işçiler için çok önemli olan Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ın afişlerini onların çalışma alanlarının çevresine yapıştırdık.
Önceleri limanı ziyarete gittiğimizde, henüz tanışmadığımız işçi arkadaşlar servisten inip direkt içeri girerlerdi. Oysa bu sabah yanımızdan geçerken selam verenler, yanımıza gelip bizimle kısa sohbetler edenler, “şuralara da yaparsanız daha iyi olur, ne güzel, bizim duvarlarımızı şimdiye kadar böyle süsleyen kimse olmadı” diyenler oldu.
Afişleme işini bitirip bir liman işçisi ile çay eşliğinde sohbete koyulduk. 1 Mayıs için yaptıkları hazırlıkları anlattı bizlere. Kalabalık ve coşkulu bir kortej hedeflediklerini, bunun için önce sendikada arkadaşlarıyla toplanmaya başladıklarını, sonra da mahalle çalışmalarıyla ev ev ziyaretler yapacaklarını, kadınları ve çocukları da bu coşkuya katacaklarını anlattı.
Mersin limanı 2000’in üstünde işçinin çalıştığı, taşeron ve sendikasız çalıştırmanın prensip haline geldiği, prim sistemi ile işçilerin birbiriyle yarıştırıldığı bir yer. Son birkaç yılda gerçekleşen kararlı mücadelelerle şekil değiştirmeye başlasa da, liman işçilerinin ve yakın illerdeki fabrika işçilerinin üretimden gelen gücünü kullanarak patronlara karşı durabilmesi, bilinçli ve örgütlü bir mücadeleden geçiyor. UİD-DER de bunun için var.
Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Limandan Alanlara, Haydi 1 Mayıs’a!