Selam dostlar, 1 Mayıs afişleri geldi haberine neden bu kadar çok sevindiğimi, coşkulandığımı paylaşayım istedim sizlerle. Ben her yıl aynı coşkuyu yaşıyorum. 1 Mayıs yaklaşırken hazırlanmaya başladık; toplantılar, şenlikler yaparak.
Geriye dönüp baktığımda zaten 1 yıldır örgütlenme mücadelemize devam etmişiz. Şimdi 1 Mayıs’ta alanlarda birleşik ve kitlesel olarak acil taleplerimizi haykıracağız.
Kostikler hazırlandı, afişler rulolarından çıkarıldı. UİD-DER önlük ve şapkalarımızı giyerek çıktık elimizde kostik kovası ve fırçalarla Tuzluçayır cadde ve sokaklarına. Boyu uzun olmanın bir tek burada yararı oluyor sanki. Erişilemeyen yerlerde fırçayı hemen veriyorlar, “yapıştır, boyun uzun” diyerek. İnsanlar durup bakıyorlar, korkuyla değil ilgiyle izliyorlar. Görevli arkadaşlar sohbet edip 1 Mayıs'ı anlatıyorlar.
Biz de meraklanmaya başlamıştık nerede kaldılar diye ya, hemen “emniyet güçleri” damladılar. Çevreyi kirletiyormuşuz! Sömürüye, baskılara karşı, haklarımızı almak, işçi sınıfının büyük gücünü dünyanın bütün egemenlerine göstermek onlar için çevre kirliliği.
Afişlemeye devam, sokaklar, caddeler, alanlar... Sabah bildiri dağıtılacak. Otobüslere, minibüslere, servislere işe gitmek için koşuşturan, durakta bekleyen işçilere bildirileri verirken “fabrikalardan alanlara” sloganımızı haykırıyoruz.
İşyerlerinden dönen işçilere Akşam Sincan’da bildiri dağıtımı. Ardından afişleme. Sabah Sincan organize sanayi işçilerine bildiri dağıtımı. Bildiri almayanlar biraz canımızı sıkmıyor değil hani. 124 yıllık 1 Mayıs mücadele geleneğimizi daha fazla anlatmalı, örgütlü gücümüzü yükseltmeliyiz diye düşünüyoruz.
Sincan’da daha net çıkıyor karşımıza sermayenin korkusu. Polisi, belediyesi, sivili resmisi UİD-DER’lilerin peşinde. Ama inat ediyoruz 1 Mayıs’ta alanlara çağırmak için emekçileri.
Akşam OSTİM Organizedeyiz. Gece 4 saat uyuma zamanı. Herkes yorgun olmalı. Ama belirtisi bile yok. İlk günkü canlılıkla metrodan çıkan, metroya giden, duraklarda bekleyen OSTİM emekçilerine bildirilerimizi veriyoruz. Bültenimizi anlatıyoruz. 1 Mayıs’ın önemini dile getiriyoruz. En çok kaygılandığım ise hem yürüyüp hem bildiriyi okuyan işçi kardeşlerimin bir yerlere takılıp düşmeleri!
Diğer yandan 1 Mayıs’a katılacakları kesinleştirmek için toplantılar yapıyoruz, evlere işyerlerine gidiyoruz.
Biz Ankara’dan UİD-DER’liler böyle çalıştık 1 Mayıs’a. Şimdi heyecan içinde egemenlere gücümüzü göstereceğimiz, taleplerimizi haykıracağımız, dostlarımızla olacağımız 1 Mayıs 2010’u bekliyoruz.
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!
Yaşasın 1 Mayıs!