Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde
1 Mayıs, 1 Mayıs, işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı
Selam dostlar. Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le Taksim’de katıldım. Zaten öncesinde biz işçileri 1 Mayıs coşkusu ve heyecanı sarmıştı. Her yıl olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da işçiler, emekçiler, öğrenciler, işsizler alanları doldurdular. Sadece Türkiye’de değil neredeyse dünyanın tamamında 1 Mayıs coşku ile kutlandı. Ben de fabrikamdan işçi arkadaşlarımla katıldım bu 1 Mayıs’a. İlk defa katılan arkadaşlarım vardı. Onların heyecanına, önyargılarının kırılmasına şahit olduk ve yıllardır işçilere televizyonların ne kadar yalan söylediğini bir kez daha gördük. Yıllarca, hiç 1 Mayıs’a gitmeyen, gidip de nasıl yalan söylediklerini kendi gözleri ile görmeyen işçileri kandırdılar. Burjuvazi her sene işçiler 1 Mayıs’a gitmesinler diye çeşitli dalaverelere başvuruyor. Bu sene de sırf katılımı etkilemek için birçok işyerinde, resmi tatil olmasına rağmen zorunlu mesai dayatıldı. Çalıştığım işyerinden de bazı arkadaşlarım sırf bu dayatmalar yüzünden 1 Mayıs’a katılamadı. Ama buna rağmen yüz binlerce insan alanlarda özgürlük için, kurtuluş için haykırdı. Tabii ki patronların bu yaptıklarını da bir kenara yazacağız.
Sabahın erken saatlerinde işyerlerinden, işçi mahallelerinden araçlarımıza binip yola koyulduk. Yol boyunca 1 Mayıs’ın anlam ve önemi üzerine arkadaşlarımız konuşmalar yaptılar. İşçilerin haklı taleplerini dile getiren sloganlar attık. Toplanma yerine gelişimizle birlikte UİD-DER pankartı arkasında saf tutup, tam bir işçi disiplini ile yerlerimizi alıp, hareket saatini sloganlar eşliğinde bekledik. Bu defa özellikle şunu gözlemledim; biz işçiler tepemizde birileri olmadan da disiplinimizi layıkıyla sağlayabiliyormuşuz. Hareket saatiyle birlikte bir taraftan sloganlar atarak bir yandan da çevremizden olumlu tepkiler, alkışlar alarak yürüdük.
O gün sanki insanlar değişmiş, güneşin rengi değişmiş, yürekler farklı çarpmaya, çiçekler daha güzel açmaya başlamıştı. İşçi, dünyanın en değerli yaratığı ve en acımasızca zorbalığın dehşetini yaşayan yaratık, yüreğini avuçlarının içine alıp meydanlara akmıştı. Tek kaldığında inen eller, birleşince yumruğa dönüşüyor ve şaha kalkıyor, “Kapitalist sistemi yıkacağız, sınıfsız bir dünya kuracağız” diye haykırıyordu. Demek ki işçiler bilinçli bir birlik olursa çok şey başarır, dik başlı durmayı öğrenir, yüreği aslanlar gibi çarpar.
Aslında anlatacak çok şey var ama özetlemek istiyorum. UİD-DER ile katıldığım 1 Mayıs bu sene adına yakışır bir biçimde geçti. Yeni 1 Mayıslara bir sürü deneyim bıraktı. Alan güvenliğini sendikalar yani işçiler sağladı. Acılarımızı, özlemlerimizi, taleplerimizi dile getiren sloganlarımız atıldı. 1 Mayıs marşında da söylediği gibi, bu baskı, zulüm ve kan deryasında, bu böyle gitmez diyen herkes alanlara akın etti. Yepyeni bir hayatı yaratacak olan eller, yürekler alanlara akın etti. Yeni bir dünya, yeni bir hayat isteyen, insanlığın kurtuluşu için yüreği bayram yerine dönen herkes alanlara akın etti.
Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!