1 Mayıs’ta alana çıkmak için epey hazırlık yaptık. 30 Nisan gecesi bir türlü uyku tutmuyordu gözümü. Gecenin ilerleyen saatlerinde son hazırlıklar yapılmış, yarın harika bir gün olacak duygusuyla sarıldım yorganıma. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ayağa kalktık. Sanki ilk kez katılıyormuşçasına bir heyecan var içimde. Alanda toplanmaya başladık. Kızıl flamalarla kortej oluşunca heyecanım iki kat daha arttı. Bir sürü yeni yüz vardı. Çalışmalarımız meyvesini vermişti. Bize “bu boş işleri bırakın” diyenler geldi aklıma. Onlar burada olsaydı da görselerdi diye içimden geçirdim. Mücadele yaşamım boyunca şuna inandım. Doğru emek harcayınca bir şeyler değişiyor. İşte ortak mücadele etmenin sonucunda oluştu bu anlamlı kortej. UİD-DER sayesinde birçok işçi ve öğrenci 1 Mayıs’la tanıştı. Korkularını bir kenara bırakarak “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!” sloganını var gücüyle haykırdı yüzlerce işçi.
On binlerce işçiye karıştı sesimiz. Taleplerimizi hep birlikte haykırdık. Marşlarımızı hep bir ağızdan okuduk. Birbirimize baktıkça gururlandık. Yalnız olmadığımızı gördük. Sevindikçe daha bir gür haykırdık “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!” diye.
Sınıfımızın bu anlamlı gününe sahip çıktığımız için gururla evimizin yolunu tuttuk. Oturduğum mahalleye geldiğimde korkularına yenik düştükleri için bizimle gelmeyenlerin yakınmalarıyla karşılaştım. Keşke ben de gelseydim diyenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Hiç üzülmeyin “2011 1 Mayısına” katılırız dedim onlara, biraz da sitemli bir dille.
Dostlar, bizler bu düzene karşı mücadele etmedikçe bu düzen bizi daha da çürütecek. Gelin hep birlikte “bir kenarda ölümünü bekleyen hastalar” gibi oturmak yerine kendi geleceğimizi yaratmak için mücadele edelim. Unutma, kavgada daima korkan taraf kaybeder! Sen de UİD-DER’le örgütlen, bilinçlen ve korkunu yen!