Ben iş arayan işsiz bir işçiyim. İnternet, gazete ve çevremdeki iş ilanlarının birçoğuna başvuruda bulundum, sonuç olumsuz. İçinde bulunduğumuz kriz sürecinde iş bulabilmek çok zor. Çalışmamızı istedikleri koşullar kötü ve mantık dışı. İş için başvuruda bulunduğum her firmada çok komik maaşlar karşılığında işçilerden çok iş bekliyorlar. Büyük bir işsiz ordusu var ve bu işsizlerin içersinden eleye eleye istedikleri maaşlara işçileri çalıştırıyorlar. Bir kez daha görülüyor ki patronlar çok acımasız, krizi her yönüyle fırsata çeviriyorlar.
Mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı da elimizden alıyorlar. “Kısa çalışma ödeneği” adı altında işsizlik fonundaki işsiz kaldığımızda almamız gereken paraları yağmalıyorlar. 8 saat yasal çalışma hakkımızı unutturdular. Biz işçilere her sektörde 12-14 saat çalışma koşulları dayatılıyor. Vardiyalar 3’ten 2’ye düşürüldü, birçok işçi işsiz kaldı. Çalışma saatleri uzatıldı, maaşlar düşürüldü, zamlar gündeme bile gelmedi. Diğer taraftan elektriğe, suya, doğalgaza vb. birçok şeye yağmur gibi zamlar yapıldı. Krizin faturası hiç kuşku yok ki biz işçilere kesildi.
1 Mayıs’ta alanlara çıktık, krizin faturasını ödemek istemediğimizi haykırdık ama biliyoruz ki bir günde hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Biz işçilerin asıl mücadelesi sabah işe gitmek için çıktığımız fabrika yolunda başlıyor. Biz o yollarda kafamızı kaldırmadan işyerlerimizde kötü koşullara karşı sesimizi çıkarmadan yaşamaya devam edersek işçi sınıfının güneşi asla doğmayacaktır. İşçi sınıfının kurtuluşu kendi elindedir. Birleşirsek, mücadele edersek kazanma şansımız daha fazladır, aksi takdirde kazanma şansımız hiç yoktur. Krizin faturasını ödemeye ve kötü koşullarda çalışmaya mahkûm oluruz. Kötü koşullara boyun eğmemek için kendi geleceğimizi kendimiz yaratalım! Krizin faturasını patronlara ödetelim! Birleşen işçiler yenilmezler! Birleşelim mücadele edelim!