Dostlar, 2010 1 Mayıs’ı bizler için dolu dolu geçti. Taksim’de olmasının ayrı bir önemi vardı. Yürüyüş yaptığımız yerlerden geçerken, duygulanmamak, geçmişimizi, işçi sınıfı olarak tarihimizi hatırlamamak elde değildi. O fedakâr mücadelelerle bizlere bıraktıkları miras ne bedeller ödenerek kazanılmıştı kim bilir. Onların bıraktığı mirasa layık olduğumuzu, UİD-DER korteji olarak, tüm disiplin ve düzenimizle dosta düşmana göstermiş olduk. Bence tıpkı 1977 1 Mayıs’ındaki ağabeylerimiz ve ablalarımız gibi disiplinliydik ve işçi sınıfına inanıyorduk. İşçi sınıfına yakışır şekilde 1 Mayıs’a katıldık. Attığımız sloganlarla bunu pekiştirdik.
Taksim’de 1 Mayıs’a katılım bir hayli yüksekti. Sendikalar, partiler, dernekler ve diğer gruplar alanı doldurup taşırdılar. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bu kalabalık kitle 1 Mayıs’a bilinçlenerek katıldığında o özlenen ve beklenen 1 Mayıs daha coşkulu olacaktır.
Yaşanmakta olan dünya krizi derinleşerek daha da devam edecek görünüyor. Biz işçiler krizin faturasını patronlara ödetmek için 1 Mayıs alanlarını çok daha fazla ve içerikli doldurmalıyız. Taleplerimizi haykırıp sermayeye bir bütün olduğumuzu göstermeliyiz. Bunu da 1 Mayıslarda, grevlerde ve direnişlerde gösterebiliriz. 1886’da 1 Mayıs’ı yaratan Amerikan işçi sınıfı, “8 saat iş, 8 saat uyku ve 8 saat canın ne isterse” şiarını kabul ettirmişti. Şu an gelinen noktada çalışma saatleri o yılları geçmiş vaziyette.
Bu durumda bizlere düşen görev ise tıpkı geçmişte sınıfımızın yaptığını yapmak ve mücadelemizi daha ileriye taşımaktır. Bunları yapabilmenin yolu, birleşerek kitleler halinde tek hedefe doğru yönelmekten geçer. Onun içindir ki 1 Mayıs alanları bizler için önemlidir. Evet, dostlar krizin bedelini ödememek, açlığa, sefalete ve yoksulluğa artık yeter demek, sendikasız çalışmamak, geçmişimize ve geleceğimize sahip çıkmak için 1 Mayıslara bilinçli işçiler olarak katılmalı ve tüm işçileri oraya katmak için çok çaba göstermeliyiz. 2010 1 Mayıs’ı yaşadığımız bu topraklar üzerinde kapitalist sömürüye karşı durmak için önemli bir adım olmuştur. Şimdi daha fazla kenetlenip sınıf bilinci ile mücadeleyi yükseltmek gerekiyor.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!