
P5160204.JPG [1]

DSC04790.JPG [2]

“Sınıf kürsüsü” bölümüne geldiğimizde işçi arkadaşlar 1 Mayıs mitingine dair hissettiklerini ve gözlemlerini aktardılar. Metal işçisi bir arkadaşımız “1 Mayıs’taki coşkuyu anlatmak zor, o coşkuyu oraya giderek yaşamak gerekir” dedi. Başka bir arkadaşımız “yıllar sonra 1 Mayıs kitlesel olarak kutlandı, işçiler üzerindeki Taksim korkusu az da olsa azalmıştır” dedi.
Daha sonra söz alan bir tekstil işçisi arkadaşımız şunları söyledi: “Bizlerin bir araya gelmesine engel olmak için bin bir türlü oyun oynuyorlar. Bizler yılın sadece bir gününde değil her gününde patronlarla mücadele ediyoruz. 364 günün meyvelerini 1 Mayıs’ta alıyoruz. Bireysel olarak hiçbir şey yapamayız, bunun için çevremizdeki insanlarla konuşup birleşmeli ve örgütlülüğümüze güvenmeliyiz.” Bir işçi kardeşimiz, “taleplerimizi kabul ettirdiğimizde, işte o zaman Taksim gerçek önemini kazanır” dedi. Bir başka işçi kardeşimizse “ilk defa 1 Mayıs’a katıldım. 1 Mayıs’ın ne olduğunu bilmiyordum ama bu yıl gittim. Alandaki o coşkuyu yaşamak çok güzel bir duyguydu” dedi. Bir diğer arkadaşımız, “korkularımızı yenmeliyiz ve artık kendimiz için çalışmalıyız; haksızlıklara sömürüye dur demek için örgütlenmeliyiz” dedi.
11 gündür direnişte bulunan bir UPS Kargo işçisi ise, direniş sürecini anlatarak, “Direnişler en geri işçilerin bile yaşama bakış açılarını tamamen değiştiriyor, çocuklarını mücadeleden uzak tutanlar bugün mücadelede en ön saflarda yer alıyorlar” dedi.
1 Mayıs coşkusu katılan tüm işçilerin gözlerinden okunuyor. Sınıf kürsümüzdeki konuşmalar mücadelemizi daha ileriye taşıyacağımızı müjdeliyor.