Buradasınız
UİD-DER 1 Mayıs Coşkusunu Alanda Bırakmıyor
Sefaköy’den bir işçi

UİD-DER Sefaköy temsilciliğinde 15 Mayıs Pazar günü 1 Mayıs’ı konu alan etkinlik yaptık. Her zamanki gibi etkinliğin başlama saatinden önce derneğimize gelip hazırlıklarımıza başladık. Önce kendi ellerimizle hazırladığımız yemeklerimizle kurduğumuz UİD-DER sofrası ile paylaşmanın tadına vardık. Sonrasında ise UİD-DER’in bizler için hazırlamış olduğu 1 Mayıs görüntülerini izlemeye başladık.
Önce kortej hazırlıkları ile başladı görüntüler. Sonra röportajlar başladı. Bir arkadaşımız elindeki mikrofonu kortej hazırlığındaki işçilere uzatarak duygu ve düşüncelerini soruyordu. Mikrofona konuşan işçi arkadaşlarımın coşku ve heyecanını görünce 1 Mayıs günü kendi duyduğum heyecanım aklıma geldi. Ve işte artık coşkulu UİD-DER korteji gelecek güzel günleri kucaklamak için yürümeye başladı. Orada o kortej içinde yürümek başka bir duygu, o kortejin yürürken tamamını seyretmek daha başka bir duygular uyandırıyor insanın içinde.
UİD-DER 1 Mayıs coşkusunu alanda bırakmıyor alanın dışına taşıyor. 1 Mayıs coşkusunu işçilere unutturmuyor ve o coşku ile sınıf mücadelesini örüyor. Görüntülerin sonunda dernek temsilcisi arkadaşımız sözü alarak az önce izlediğimiz güzel görüntüleri yaratan işçi dostlarımıza teşekkür etti. Temsilci arkadaşın konuşmasından sonra sunucu arkadaş bir UİD-DER klasiği olan sınıf kürsüsü için sözü salonda bulunan biz işçilere bıraktı. Sınıf kürsüsünde söz alan işçi arkadaşlarımız heyecanla duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Konuşmalarında büyük ustaların dizelerine de yer verdiler. Halaylar kısmına gelindiğinde sadece alanlarda değil hayatın her alanında omuz omuza, kol kola olacağımızı gösterircesine çektik halaylarımızı. Etkinliğimizi sloganlar eşliğinde bitirdik.
YAŞASIN 1 MAYIS!
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
İlk 1 Mayısım
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...