Buradasınız
1976 1 Mayıs’ından haykıran kareler
3 Mayıs 2021 - 14:10
Mayıs ayında bahar gününde
İşçi çilesinden bıktı yürüdü.
Vahşilerin kaba gücü önünde
Şöyle alaylıca baktı yürüdü.
Sınıfımızın kadınları yürüyor. Kimisi genç, kimisi yaşlı… Yıllarca ezilmiş, ötelenmiş, değersizleştirilmiş olan emekçi kadınlar, sınıfın örgütlü saflarında insan gibi hissetmenin verdiği vakurla yürüyorlar. Ne anlamlı talepleri var: Çocuklar Silah Değil Şeker İstiyor! Savaşsız Bir Dünya!
DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler 1 Mayıs kürsüsünden konuşmasını yapıyor. Şöyle sesleniyor Türkler: “1 Mayıs, her şeyden önce, her ülkede ve tüm dünyada işçilerin sermaye egemenliğine ve zulme karşı birlik ve mücadelelerinin bayrağıdır. Selam olsun işçilerin, emekçilerin, tüm çalışanların birlik ve dayanışma günü 1 Mayıs bayrağını yere düşürmeyen işçi sınıfımızın yiğit savaşçılarına!” Kemal Türkler’in bu konuşmasının üzerinden yaklaşık yarım asır geçti. 2021’den şöyle cevap vermek isteriz: “Gözün arkada kalmasın başkan. 1 Mayıs bayrağı bugünün mücadeleci işçilerinin elinde dalgalanıyor, bizden de sana selam olsun!”
“DİSK çatısı altında geçirdiğim her gün daha bilinçlendim. Özellikle DİSK mitingleri, eğitim seminerleri, 1976 1 Mayıs’ı, DGM direnişimiz ve kazanımlarımız beni ve arkadaşlarımı bugünlere getirdi. Biz 1 Mayıs’a bugünün bilinci ve inancıyla katıldık. O gün DİSK güvenlik görevlisiydim. Saraçhanede olacağım anı bekliyordum. Yüreğim göğsümden fırlayacak gibiydi. Yüzbinlerce işçinin, emekçinin disiplini, kararlılığı ve sömürüsüz günlere duyulan özlem dolu haykırışlarıyla çizdiği tablo akıl almaz güzellikteydi.”
Mücadeleci kadınların o dönemde çıkardığı Kadınların Sesi dergisine bir kadın işçi böyle aktarmış duygularını… Maalesef ismini bilmiyoruz ama kim bilir belki de fotoğrafta gördüklerimizden biridir.
İnsan verdiği mücadeleyle değişir ve değiştirir. DİSK’li işçiler 1976 1 Mayıs’ını, sınıfımızın bu görkemli mücadele gününü ilmek ilmek dokudular. Hazırlıklar günleri, haftaları devirmişti ama nihayetinde yapılamaz denilen yapılmıştı. 1 Mayıs’a katılan işçilerle röportaj yapan DİSK Dergisi, Maden-İş üyesi bir metal işçisine 1 Mayıs öncesi ve sonrasında aynı kişi olup olmadığını sorar. Bakalım nasıl aktarıyor yaşadığı değişimi:
“Elbette aynı işçi değildim döndüğümde. Senelerden beri yasaklanmış kendi bayramımızı kutlamıştık ilk defa. Bunun için çok mutluyduk. İşçilerin birleştiğini, alanlara sığmadığını gördüm o gün. Geceli gündüzlü çalışmıştık bayram hazırlığı için. O gün Saraçhane’den Taksim’e yürürken, özgürdük, mutluyduk. İki haftanın yorgunluğunu birden atmıştık. Alandan eve dönerken dinç ve gençtik. Yeniden doğduk o gün. Ben 1955’den beri işçiyim. O gün Türkiye işçi sınıfının gerçekten meydanlara sığmadığını görünce bir işçi olarak kıvanç duydum.”