Kapitalizmin Havası Öldürür
Bir insan hava almadan ne kadar yaşayabilir? 5 saniye, 5 dakika, 10 dakika? İnsan nefes almadan yaşayamaz. Sağlıklı bir insan günde ortalama 23 bin kez nefes alıyor. Nasıl yediğimiz yemeğin, içtiğimiz suyun, barındığımız evin temiz olması gerekirse soluduğumuz havanın da temiz olması gerekir. Ama kapitalizm bize bu şansı vermiyor, havamızı zehirliyor.
Hava kirliliği sanayinin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Kapitalistler kâr hırslarıyla doğayı talan ediyorlar, kirletiyorlar, üretim yaparken gerekli önlemleri almayıp canlılığı tehlikeye atıyorlar. Kapitalizm tek yaşam alanımızı, dünyamızı mahvediyor ve gelecek kuşakları tehlikeye atıyor. KHK ile işinden ihraç edilen Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve arkadaşlarının hazırladığı Kocaeli’nin hava kirliliğine ilişkin “Kocaeli hava kirliliği 2016” adlı rapor, gerçeklere ışık tutuyor.
Raporda Kocaeli’deki hava kirliliğinin insanlar üzerindeki etkisi anlatılıyor. Rapora göre, Dilovası Organize Sanayi Bölgesinde havada bulunan toz miktarı Dünya Sağlık Örgütü sınır değerlerine göre, olması gerekenden çok daha fazla. Çevre Bakanlığı 2008’den itibaren Kocaeli’de eş zamanlı olarak 3 ölçüm istasyonunu faaliyete geçirdi. Bu istasyonlardan alınan bilgilere göre değerler Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) değerlerinin üstünde çıkmıştır. Raporda, Dilovası Organize Sanayi Bölgesi nedeniyle hava kirliliğinin, bazı gazların, bazı kimyasalların, uçucuların ve tozların miktarlarının arttığı anlatılıyor. Hava kirliliğinin solunum ve kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa neden olduğu ayrıntılı bir şekilde gösteriliyor.
Hamzaoğlu, Dilovası ve Kocaeli’deki kanserli hastaların, akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmiş insanların yakınlarının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile il yöneticilerine tazminat davası açmaları gerektiğini vurguluyor. Hava kirliliğini aktif olarak önleyebilmek için mağdur olanların ve halkın mücadele etmesi gerektiğini belirtiyor. Yetkili kurumların hava kirliliğine neden olan işletmeleri denetlemesi, görevini yapmayan kamu görevlilerinin cezalandırılması, hükümetin havayı temizlemek için gerekli somut adımları atması gerektiğini ifade ediyor.
Bu rapor Kocaeli’deki hava kirliliği ve etkilerine dair ilk rapor değildir. Hamzaoğlu ve çalışma arkadaşları daha önce de kentte annelerin ilk sütlerinde ve bebeklerin ilk kakalarında ağır metaller bulunduğunu, Sağlık Bakanlığı verileri ve ölüm kayıtlarına göre, Dilovası’nda her 3 ölümden 1’inin kanserden olduğunu açıklamışlardı. Hükümet önlem almak yerine bu ekibi hedef tahtasına oturtmuş, halkı paniğe sevk ettikleri gerekçesiyle yargılanmalarına neden olmuştu.
Dilovası ve Kocaeli bölgesi sanayinin, boya, petrokimya, çelik, otomotiv vb. fabrikalarının yoğunlaştığı bir yer. Patronların maliyet olarak görüp alınması gereken önlemleri almaması sonucu hava kirliliğinin yoğunlaştığı bir yer aynı zamanda. Ama hava kirliliği giderek daha geniş bir alana yayılıyor. Zararlı atıklar bir kez doğaya salındığında tüm canlılık için tehlike teşkil ediyor. Dünya Sağlık Örgütünün açıklamasına göre her sene hava kirliliğine bağlı olarak 7 milyon insan ölüyor. Hava kirliliği kansere yol açan başlıca çevresel risktir.
Kapitalizm denen bu sistem dünyamızı yok ediyor. Öyle ki dünya atmosferi fosil yakıtların kullanımı, sanayi bölgelerinden çıkan atıklar ve fabrika bacalarından salınan zararlı gazlarla adeta çöplüğe dönmüş durumda. İnsan sağlını derinden etkileyen bu durum giderek küresel bir felaket halini almaktadır. Bu nedenle kapitalizm felaketi insanlığın başından def edilmelidir. Kapitalizmin ve havasının mağduru olan işçiler örgütlenip kapitalizme karşı mücadele etmelidir.
Elleri Var Özgürlüğün
Sessizliğin İçinde Duyulmaz Barışın Sesi
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...