Buradasınız
Koş Çocuğum Koş!
18.05.2020
Koş çocuğum koş!
Sanayi devrimi döneminde yaşamış İngiliz bir kadın romancı yazdığı romanın kahramanının ağzından şöyle diyordu: “Sanırım cehennemi gördüm, cehennem beyaz, kar beyaz…” Çünkü o bembeyaz pamuk, dokuma tezgâhlarında ipliğe, kumaşa dönüştükçe küçücük işçi çocukların ömrü yitip gidiyordu, kar beyazı tozların içinde. Ciğerleri parçalayan öksürüklerle sarsılan genç, cılız bedenler durup dinlenmeden çalışıyor, sonra makinelere kurban oluyordu. Sonra her şey simsiyah oluyordu, simsiyah. Ve işçi çocuklar için ölmek, acıların dinmesi demekti çok kez. Dokuma fabrikaları gibi pamuk tarlaları da elleri, adımları küçücük çocukların, gençlerin, kadınların alın teriyle beyaza dönüyor ve o beyazlık cehennemî bir beyazlık. İşte kapitalizm bu! Bulut beyazı, pamuk beyazı, süt beyazı bile anlamını yitiriyor…
Ama durun, durun ve dinleyin: O pamuk tarlalarından türkü sesleri geliyor. Pamuk toplayan işçi çocukların yüreği her şeye rağmen kıpır kıpır, onlar uzak hayallerine çengel atmak istiyor. İşte biz o hayallere sevdalı, işte biz o hayalleri gerçek kılmaya ant içmiş bayrak yarışçılarıyız. Koşuyoruz var gücümüzle! Adımlar küçük olsa da, hayaller uzak olsa da, insanlar karşı dursa da koşuyoruz. Yola çıktık bir kere, istim aldık bir kere, hedefe kilitlendik bir kere, kim durabilir önümüzde! UİD-DER Müzik Topluluğu umut edenler, koşanlar için söylüyor.
Ne güzel bir koşudur bu! Ne güzel bir yoldur bu!
Koş çocuğum koş! Hedef önünde, bayrak ellerinde, umut sende… Koş çocuğum koş!