Buradasınız
Umudun hiç tükenmemesi
13 Haziran 2021 - 12:30
Gülen insanlar güzel düşünen insanlar güzel
Işıklı yollar güzel karanlık yollar güzel
Deniz güzel yaman durgunluğu içinde
Ve köpük köpük kabaran yaz gecesinde
Çullusu çulsuzu güzel, küçük mutluluğu içinde
Bak bakabildiğince her yana
Uzaklar güzel yakınlar güzel
“Oh” demek, hele yürekten
Yorgunum demek güzel yorgunum
Ve alın teri, tümüyle güzel evren
Sevmek güzel sevmek
Bir “hey” demek ağız dolusu
Durup dururken suskunluk içinde,
Yücelere tırmanmak güzel ve yücelerden
Bir “hey” de ötelere demek
Güzel işte, tümüyle güzel evren
Sesler de güzel dalga dalga gelen
Günlük çıkarlarla bencilliklerin
Dayanılmaz baskılarından
Kişiyi bir düş boyu olsun kurtaran
Sesler de güzel yumuşacıktan
(Karada Balık-Rıza Apak, kısaltılmıştır)
2004’te fabrikamızdaki bir sorunu çözmek için gittiğimiz bir sendikada İşçi Öz-Eğitim Gruplarıyla tanıştım. 2 yıl içinde sendikada örgütlendik, patrona sendikayı kabul ettirip sözleşmeye oturduk, taleplerimiz karşılanmayınca 250 gün grev yaptık. Bu sürede, bana nasıl yaşanması gerektiğini öğreten öncü işçilerle omuz omuza vererek 2006’da UİD-DER’in kuruluşunda coşkuyla yerimi aldım. Çünkü işçi olmaktan utandırıldığım bir yaşamdan, işçi olmakla gurur duyduğum bir yaşama adım attım. Mücadeleci işçilerle tanışınca her gün bir çocuk gibi yeni bir şey öğrendim. Öğrendikçe bir işçi kardeşime daha öğrendiğim gerçekleri anlatma isteğinin verdiği enerjiyle ruhum hep genç kaldı. Yüzyılların sınıf mücadelesi geleneğinin 15 yıldır UİD-DER ile yaşatılmasının verdiği olgunluk ile yolumuzda yürümeye devam ediyorum. Bu yolu bize açanlara, bu yolda birlikte yürüdüğümüz dostlarımıza ve yıllardır verdiğimiz emeğin karşılığı olarak sürekli büyüyen, gelişen ve güçlenen UİD-DER’e 15. yılında selam olsun.
Gebze’den bir metal işçisi
İçinde yaşadığımız düzen insanı insanlığından çıkarıyor. Öyle ki bazen birine “nasılsın” diye sormak bile garipsenebiliyor. Herkes kendi hayatında, kendi derdiyle uğraşıyor. Kimse kimseyi umursamıyor sanki. Umudu kalmamış kimsenin kimseden. Bu düzenin insanları getirdiği bu durum biz sağlık işçilerinin canını daha da acıtıyor. Çünkü ekmek paramızı kazandığımız alan, insanın insana, şefkate, dostluğa en çok ihtiyacı olduğu yer. Bu nedenle de yükümüz çok ağır. İşte bu ağır yükü taşımanın ve o yükü hafifletmenin gücünü UİD-DER’den, UİD-DER’de bizi dinleyen, anlayan, bize yol gösteren, umudu hiç tükenmeyen işçilerden alıyoruz. Birbirimize dostça uzatıyoruz ellerimizi. Kimimiz UİD-DER’le tanışalı yıllar oluyor, kimimiz son aylarda tanıştık. Ama bizler de sınıfımızın sesini hastanelerden yükseltmek için çabalıyoruz. Mücadele bizim de katkımızla büyüyor. Bunun gururunu yaşıyor, daha fazlasını yapmayı diliyoruz. UİD-DER’le olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yaşasın UİD-DER! Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Ankara’dan sağlık işçileri