Buradasınız
2022’ye Girerken: Ne Kadar Çoğalırsak Karanlık O Kadar Azalır
31.12.2021
2021 yılı sona eriyor. Bir zaman döngüsü kapanıp yenisi açılıyor. Nicedir dikkat çekiyoruz: Kapitalizm denen sömürü düzeni tarihsel ömrünü doldurmuş ve aşamayacağı bir krizle karşı karşıya kalmıştır. Bu düzenin yıkılması ve insanlığın yeni tarihsel döneminin açılması gerekiyor; sınıfların, sömürünün, savaşların olmadığı, barış ve özgürlüğün hâkim olduğu bir dünya! Ne yazık ki insanlık gelip durduğu eşiği aşamadığı için kapitalizm dünyamızı cehenneme çeviriyor. Bir önceki yıl gibi 2021 de kapitalizmin yarattığı sorunların katmerleştiği bir yıl oldu. Ekonomik kriz, küresel ekolojik kriz, depremler, yangınlar, kuraklık, büyüyen işsizlik, açlık ve yoksulluk, emperyalist savaş, göç dalgaları… Toplumsal eşitsizlik akıl sınırlarını zorlayacak şekilde büyüyor. Bir avuç zenginin üzerinde oturduğu zenginlik yükselirken, milyarlarca emekçi işsizlik, yoksulluk, açlık çukurunda yaşam mücadelesi veriyor.
Ancak kapitalizmin insanlığı boğup nefessiz bırakmasına isyan edenlerin sayısı da artıyor. 2021’e girerken toplumsal ve siyasal süreçlerin karşıtıyla birlikte var olduğunu hatırlatmış, dünyanın dört bir tarafında esen emekçilerin isyan fırtınasının durmayacağını, aksine daha da büyüyeceğini dile getirmiştik. Nitekim öyle de oldu. Egemenlerin baskı ve zorbalığı, yalanları, algı oyunları emekçileri sindirmeye yetmedi. Asya’dan Avrupa’ya, Latin Amerika’dan Afrika’ya dünyanın her yerinde protestolar, eylemler, grev ve direnişler yaşandı. Hindistan’dan Şili’ye, oradan Sudan’a yüz milyonlar sokaklara çıkarak kapitalist sömürüye, baskı ve zorbalığa hayır dediler; özgürlük sloganlarını yükselttiler.
Kapitalizmin içine düştüğü açmaz, Türkiye’de ifadesini baskıcı rejimle buluyor. Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan emekçiler, her sabah biraz daha yoksullaşmış olarak gözlerini açıyor yeni güne. Sıkıntı veren sorunlar büyüyüp etkisini ağırlaştırıyor. Rejim, baskı ve zorbalığı arttırarak, işçilerin mücadelesini engelleyerek, grevleri yasaklayarak, öğrencilere saldırarak ve hatta sokakta ekmeğini kazanan 70 yaşındaki teyzeleri konuşturmayarak varlığını uzatmaya çalışıyor. Yapay kutuplaştırma politikasıyla toplumu atomize etmeye, yalan ve manipülasyonlarla emekçileri oyalamaya çalışıyor. Fakat artan işsizlik, yoksullaşma ve hayat pahalılığı karşısında işçilerin, köylülerin, esnafın, emeklilerin, emekçi kadınların, öğrencilerin, kısacası toplumun geniş emekçi kesimlerinin hoşnutsuzluk ve öfkesi de artıyor. Geçinemiyoruz çığlıklarına, sokak röportajlarına yansıyan öfkeye köylülerin doğa talanına karşı mücadeleleri, gençlerin yer yer patlayan öfkesi, her geçen gün sayısı artan grev ve direnişler eşlik ediyor. Patron örgütü MESS’in sefalet ücreti dayatmasına karşı metal işçilerinin öfkeli sloganları yükseliyor.
2021’i geride bırakıyoruz ama yeni yılın insanlık için bir öncekinden daha iyi ya da daha kötü geçeceğini belirleyecek olan şey zamanın kendisi değildir. Zaman, doğada ve toplumsal yaşamdaki değişim ve dönüşümün sürelerini ölçer yalnızca. Fakat belirli bir şeyin olgunlaşması için de zamanın geçmesi, tabiri caizse ham meyvenin olgunlaşması gerekir. Nitekim işaret ettiğimiz gibi, son 20 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde emekçiler isyan ediyorlar. Üstelik isyan bir ülkeden diğerine sıçrarken, mesela isyanın başladığı ülkede emekçi hareketlenmesi geçici bir süre geri çekilse de, çok geçmeden tekrar sahne almaktadır.
2022 yılı da tüm dünyada toplumsal öfkenin artacağı ve isyan fırtınasının büyüyeceği bir yıl olacak. Çünkü tarihsel ömrünü doldurmuş bu sistem, yol açtığı sorunları hafifletecek yenileyici gücünü kaybetmiştir. Kapitalizm, cep telefonundan en basit gıda ürününe kadar dünyayı bir üretim bandıyla birbirine bağlamış, işçi sınıfının uluslararası mücadele zeminini alabildiğine güçlendirmiştir. İnsanlığın kaderi, ilk kez gerçek anlamda ortaklaşmıştır. Elbette kapitalizmin karanlığını yırtıp insanlığı aydınlığa çıkartacak olan işçi sınıfının devrimci örgütlü mücadelesidir. Egemenler zamanı karanlığa boğarak sömürü sistemini ayakta tutamayacaklar! İnsanlık gelip durduğu eşiği bir gün mutlaka aşacak ve işte o zaman sömürüsüz, savaşsız, özgürlük dolu bir dünyanın kapıları açılacak!
İşçi sınıfının mücadele saflarını dolduran, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya için ter akıtanlara selam olsun. Grev ve direniş alanlarında emeğin onurlu mücadelesini yükseltenlere selam olsun! Dünyanın dört bir tarafında isyan fırtınaları estiren tüm sınıf kardeşlerimize selam olsun!
Biliyoruz ki ne kadar çoğalırsak karanlık o kadar azalır!
Dünyanın bütün işçileri birleşin!