Buradasınız
Sorunları, Engelleri Birlik ve Mücadelemizle Aşabiliriz/4
8 Mart 2025 - 13:20
Bundan 168 yıl önce Amerika’da tekstil işçileri uzun çalışma saatlerine, düşük ücretlere, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadele veriyorlardı. Fabrikada çıkan yangında 128 kadın işçi yanarak hayatını kaybetti. 8 Mart işte bu yüzden mücadelenin sembolü oldu. Bugün iş güvenliği uzmanı işçiler olarak birçok sorunumuz var. 31 Aralık 2024’te 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yıllardır ertelenen maddeler yürürlüğe girdi. Örgütsüz arkadaşlarımız umutlandı, her uzmanın kendi tehlike sınıfına bakacağını öğrenince ücretlerinin artacağını düşündüler. Aradan biraz zaman geçince olumlu yönde değişim olmadığını, yasanın patronların işine yaradığını gördüler. Elbette örgütlü işçiler olarak bizler bu yasanın bize faydasının olmayacağını görüyorduk. Çünkü sınıfımızın tarihinden ne hak kazanıldıysa mücadeleyle kazanıldığını, bedeller ödendiğini öğrendik. Yasayla her işyerine, 1 sigortalı çalışanı bile olsa, iş güvenliği uzmanı görevlendirme zorunluluğu getirildi. Ama hâlâ her gün iş kazaları haberleriyle karşılaşıyoruz. Her gün evlerimize ateş düşüyor. Çünkü bizim bir yaptırım gücümüz yok, çünkü denetim yapılmıyor. Bizler hâlâ her kazada günah keçisi ilan ediliyoruz. Yani mesele sadece yasanın değişmesi değil yasayı kimin, nasıl, niye değiştirdiği meselesidir. Bizler taleplerimiz etrafında birleşmediğimizde gücü elinde bulunduranlar yasaları kendi çıkarları doğrultusunda değiştirirler. Bu yüzden 8 Mart’ta sembolleşen birlik ve mücadele ruhu bizlere de ilham veriyor. Soma’lar, Ermenek’ler, Hendek’ler bir daha yaşanmasın, evlerimize ateş düşmesin diye mücadele etmekten başka çaremiz yok.
Yaşasın 8 Mart!
Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı kadın işçiler
Emekçi kadınlar, işçiler olarak sorunlarımızın büyüdüğü, kaygılarımızın derinleştiği bir dönemdeyiz. Esnek çalışma, düşük ücretler, hayat pahalılığı, yoksulluk, şiddet… Derler ya “saymakla bitmez”, işte o misal. Sorunlarımızı, sıkıntılarımızı görmezden gelemeyiz, yokmuş gibi davranamayız elbette. Ama yalnızca dertlere gömülüp, kederlenmek olur mu? Sadece bugünden bakınca bu dert deryasından kıyıya varmak zor gibi görünebilir. Oysa sorunlarımız çözümsüz değil, biz de çaresiz değiliz. İşte 8 Mart bunun en güzel örneklerinden biri. Tüm dünyada aynı sorunlarla boğuşan ama eşitlik ve özgürlük talebini dilinden düşürmeyen emekçi kadınların ortak mücadele günü. Bizler de 8 Mart’ın mücadele ruhuyla taleplerimizi yükseltmeye, daha fazla yan yana gelmeye devam edeceğiz. Yaşamımızı çekilmez kılanlara karşı, işçiler olarak birbirimize güveneceğiz. Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duracağız!
Avcılar’dan emekçi kadınlar