Buradasınız
Osmanlı işçi sınıfı tarih sahnesine çıkıyor
2 Mayıs 2021 - 19:10
Osmanlı işçi sınıfının ağır sömürüye, haksızlıklara, baskılara olan tepkisini kitlesel ve yaygın şekilde ortaya koyabilmesi esas olarak 1900’lerin başında mümkün olabilmiştir. Bu yıllarda mücadeleci işçiler ve sosyalistler tarafından onca baskıya rağmen cemiyetler, sendikalar kurulmuş, gazeteler basılır hale gelmişti. 1908 yılına ilişkin çeşitli raporlara göre, belirli sanayi merkezlerinde yoğunlaşmış 100 binlik bir işçi kitlesi oluşmuştu artık Osmanlı’da…
Bu işçi ordusu, 1908’de ilan edilen II. Meşrutiyet’i takiben esaslı bir mücadeleye girişerek tarih sahnesine çıktı. Selanik, Üsküp, İstanbul, İzmir, Kavala, Beyrut, Drama, Ereğli, Samsun, Edirne, Bursa… Kapitalist ilişkilerin görece geliştiği kentler, daha önce görülmedik kitlesellikte, yaygın ve güçlü grevlere ev sahipliği yaptı.
Başta demiryolu, tramvay ve liman işçileri olmak üzere, maden işçileri, hamallar, kunduracılar, posta-telgraf işçileri, tuğlacılar, duvarcılar, tütün işçileri, tersane işçileri, pamuk ve dokuma fabrikalarından işçiler… Grev dalgası kabararak sürmüş; bir sektörden diğerine, bir işletmeden bir başkasına sıçramıştı. Neticede çeşitli kaynaklara göre 100 bin işçi iş bırakmıştı.
Sınıf tarihimizde “1908 Grevleri” olarak yer alan bu mücadeleyi Yahudi, Rum, Bulgar, Sırp, Ermeni, Arap ve Türk işçiler birlikte örmüşlerdi. İki buçuk ay boyunca sürüp giden grevlerin temel taleplerinden biri ABD’de 1 Mayıs’ın doğuşunun şiarıyla aynıydı: Osmanlı işçi sınıfı da iş saatlerinin kısaltılmasını istiyordu. İşte bu grev dalgası 1 Mayıs’ın yaşadığımız topraklarda ilk kez kutlanacağı günlerin habercisi oldu. Bahar yakındı; işçiler bir yıl geçmeden 1 Mayıs alanlarına çıkacaklardı.