Buradasınız
Özgürlüğün kapılarını açan emekçi kadınlar: Güneşi gördük!
8 Mart 2021 - 14:20
Yeni uğultular geliyordu dünyanın dört bir yanından iniltiye, hıçkırığa ağıta benziyordu yer yer Uğultular ki bir depremin ilk sarsıntıları bir öfkenin kabuğunu kırması ve yeni bir dünyanın ilk sancılarıdır (Ahmet Telli)
1917’nin Şubat ayında, yıkılmaz sanılan ve topluma korku salan Çarlık düzeni yerle bir oldu. Çarlığın çökmesine giden yolu, emekçi kadınlar açmıştı. Toplumda biriken öfke, Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlamalarında patlamıştı. İşçi kadınların yürüyüşü derhal içerik değiştirmiş ve savaş karşıtı bir boyuta yükselmişti. “Ekmek İsteriz”, “Çocuklarımız Açlıktan Ölüyor” sloganlarının yerini “Kahrolsun Çarlık”, “Kahrolsun Savaş” sloganları almıştı.
Elbette bu tesadüf değildi. Çünkü savaşın daha ilk aylarından itibaren çalışan erkeklerin neredeyse yüzde 40’ı cephelere gitmişti. Onların yerini kısa zamanda kadınlar aldı. Savaşla birlikte ev içindeki görevlerinden kopan kadınlar fabrikalarda, hastanelerde, cephelerde, sokakta, yani dışarıdaki hayatta yerlerini aldılar. Metal, gıda, matbaa sektörlerinde, ağaç işlerinde çalışan kadınların sayısı 7 kata kadar arttı. Savaşla birlikte kadınlar işçileştikçe, sorunları, hayata bakışları, talepleri de değişiyordu. Daha kısa işgünü istiyorlardı. Çocuklarının bakımı için kreş istiyorlardı. İyi bir ücret alıp çocuklarını doyurmak, kuyruklarda ömür tüketmeden, yürekleri tetikte, babalarının, kocalarının, erkek kardeşlerinin ölüm haberini beklemeden yaşamak istiyorlardı…
Göze alan varsa yıkıp yeniden yaratmayı
Göze alan varsa
doğacak güne dirençle, umutla
sahip çıkmayı
Göze alan varsa dövüşmeyi
Göze alan varsa umudunu
yüreğinin çelikten kafesinde korumayı
Tarihten ışığı söküp gerçeği aramayı
göze alan varsa
Gecenin karanlığından başka karanlık kalmayacaktır bir gün
Öyleyse
yer yok korkuya! (Ezgi Şanlı)
Çarlık düzenini yıkan işçi sınıfı, bununla da yetinmeyecek, Bolşevik Parti’nin önderliğinde Ekim’de iktidarı eline alacaktı. Hem devrimin hazırlanması hem de işçi iktidarının güçlenmesi sürecinde, kadın liderlerin rolü tartışılmazdı. Barış ve özgürlük isteyen emekçi kadınlar, işçi sınıfının mücadele saflarına katılıyordu. Kendilerine yol gösteren kadın önderleriyle aynı saflarda buluşuyorlardı. Nadejda Krupskaya, Natalya Sedova, Alexandra Kollontay, Inessa Armand ve daha niceleri… Onlar yaşamlarını işçi sınıfının kurtuluşu mücadelesine adamış kadın kahramanlardı. Onlar zincirlerini kırmanın, dünyayı kavramanın, özgürleşmenin, geleceğin toplumunu inşa etmeye girişmenin mutluluğunu yaşıyor ve binlerce kadını, eğiterek, ilerleterek Ekim Devriminin yollarını döşeyen Bolşevik Partinin saflarına katıyorlardı. İşçi sınıfının saflarında mücadele eden Bolşevik kadınlar, işçi sınıfının ve emekçi kadınların örgütlenmesi için verdikleri büyük uğraşlar sonunda başarılı oldular.
Kadınların devrime katkısı büyüktü. Devrimden hemen sonra elde ettikleri kazanımlar da büyük oldu. Devrimden sonra emekçi kadınlar o güne kadar sahip olmadıkları pek çok hak elde ettiler. Bu haklar sadece o zamana kadarki en ileri haklar değildi, yüz yıl sonra bugün bile emekçi kadınların sahip olamadığı haklardı. Kadınlar artık yaşamın her alanındaydılar ve yönetimde söz sahibi olmuşlardı. O güne kadar horlanan, geri bıraktırılan, yaşamı dar edilen emekçi kadınlar için özgürlüğün kapıları açılmıştı. Önlerinde yepyeni bir yaşam uzanıyordu. Bu muazzam değişimi onlardan daha iyi kim tarif edebilir? İşçi kadınlar şöyle diyorlardı: “Ancak Ekim Devrimi’nden sonra biz işçi kadınlar güneşi gördük.”
Emekçi Kadınlardan 8 Mart Mesajları
Dünyayı yerinden oynatmaya kararlı tüm işçi dostlarımıza, mücadeleci kadınlarımıza selam olsun!
Biz, eğitim ve tekstil sektöründen UİD-DER’li iki kadın işçi olarak, UİD-DER dostlarından üniversite mezunu işsiz bir kadın arkadaşımızı ziyaret ettik. 8 Mart gündemi üzerine yaptığımız sohbetlerimiz, içinden geçtiğimiz zorlu koşullarda taleplerimizle tamamlandı. Sorunlarımızın günden güne büyüdüğü bu dönemde kadınıyla erkeğiyle en büyük sorunlarımızdan biri işsizlik! Bu dönemlerde daha fazla kadının işten atılması yerine herkese güvenceli iş olanaklarının yaratılmasını istiyoruz. Bugün milyonlarca gencin ömrü üniversiteden mezun olduktan sonra da sınavlara girmekle geçiyor. Sınavları kazansa bile atanamıyor. Geçinebileceği herhangi bir iş bulmakta zorlanıyor. Bu yüzden yıllarca ailesine bağımlı yaşıyor. Gençlerin geçinebilecekleri bir iş bulacakları, geleceğe umutla bakacakları bir dünya istiyoruz. Çocuklarımızın eğitim sorunlarının, işçi ve emekçi ailelerinin geçim sorunlarının çözüldüğü, adaletsizliğin, haksızlığın, baskıların sona erdiği günler görmek istiyoruz. O günleri göreceğimize inanıyoruz! İnanın emekçi kadınlar daha fazla katıldıkça mücadeleyi daha fazla büyüteceğiz. Biz, kadın erkek el ele mücadele ettikçe bu sömürü düzeni bir gün elbet yerle yeksan olacak! Daha güzel bir dünya yaratmak için mücadeleyi büyütmek umuduyla tüm dostlarımızın 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Tuzla’dan kadın işçiler