Buradasınız
UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğundan Dört Oyun
13 Haziran 2021 - 17:00
Bu sabah hava berrak;
Bu sabah her şey billurdan gibi.
Gök masmavi bu sabah,
Güzel şeyler düşünelim diye.
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar,
Bulutlara hayretinden.
Işıldıyor kanat seslerinde kuşların
İlk uçtukları günün altın sevinci.
Karlı dağlardır sefere çıkmış,
Vadideki suyun şırıltısında.
Ben gülüm, ben karanfil, ben de yasemin diyor,
Renk renk kokularla çiçekler,
Sahiplerinden memnun evlerin bahçelerinde.
Bütün erkekler delikanlı,
Bütün kadınlar genç kız,
Fakirinde refah,
Hastasında sağlık.
Bu sabah hava berrak,
Bu sabah her şey billurdan gibi.
(Bu sabah hava berrak-Cahit Sıtkı Tarancı, kısaltılmıştır)
Sanat, dünyanın değişebilir olduğunu, farklı bir yaşamın kurulabileceğini gözler önüne serer. UİD-DER’in sayısız faaliyetlerinden birisi olan tiyatro çalışmaları da işte bunu amaçladı. İnsanı değiştirmek ve dönüştürmek… Yeni bir yaşamın harcını hep beraber bugünden karmak… İnsanlığın en kadim düşlerinden birisini; sömürüsüz, sınırsız ve savaşsız bir dünya özlemini gerçek kılmak için mücadeleyi büyütmek…
UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğu 2010’un sonbaharında bir kez daha “işçiden işçiye işçinin diliyle” konuştu. Tiyatroyu işçi ve emekçilerle gerek mahallelerinde gerekse de yüzlerce kişilik kültür merkezlerinde ve tiyatro salonlarında buluşturan UİD-DER, kısa filmlerle iç içe geçirilen dört oyun birden sahneledi. Hırsız ve Çanta, Alışveriş Canavarı, İşsiz Adam, Tersanede Ölüm Var! Komedi ve dramlardan oluşan bu dört oyun, izleyicilere çeşitli duygular yaşattı. Kimi zaman kahkahalarla güldürdü, kimi zaman buruk bir hüzün yarattı. Kapitalist sömürü düzenine karşı yürekleri öfkeyle doldurdu. Salondan çıkarken yüzlerce işçi, yaşamlarının ne kadar birbirine benzediğini fark etmiş, duygudaş olmuştu.
Tuzla tersanelerinde yaşamını yitiren işçilere adanan, dahası DİSK’in kurucu önderi Kemal Türkler’in eşi Sabahat Türkler’in ve Akkardan’dan UPS’ye, Rimaks’tan Çelmer’e, Brillant’tan İleri Elektrokimya’ya pek çok direnişten işçinin de konuk olduğu oyunların tanıtımını birlikte izleyelim.
UİD-DER’le ilk tanıştığımızda bir şey bilmiyorduk ama burada herkesin birbirini sevdiğini, saydığını, değer verdiğini gördük. Bu samimi ve sıcak ortam bizleri daha fazla birbirimize bağladı. Okudukça, sohbet ettikçe, mücadele verdikçe öğrenmeye başladık. Yüreğimizle girdiğimiz bu kavgaya bilincimizi de katarak devam ettik. Kimileri bazı şeylerin değişmeyeceğine inanabilir ama bizler kendimizden biliyoruz ki insanlar değişir. Bizlere bu inancı veren UİD-DER’dir; kültürü, tarzıdır. Bazılarımız hayatımızda hiç görmediğimiz tiyatroyla tanıştık. Tanışmakla da kalmadık sahneye çıkıp oyunlar oynadık. İşçilerin değersiz, niteliksiz olarak görüldüğü bu düzende UİD-DER bizlere ne kadar önemli olduğumuzu, bir araya gelince neler başarabileceğimizi gösterdi. Mesela 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişini sahnelemiştik. Oyun olmasına rağmen, kaçan patronlar sahnesinin bizlerdeki duygusu tarif edilemez. Bizler yeni bir dünya kuracağımıza inanan işçileriz. Patronların korkudan kaçtığı günü görmenin umudu mücadele ateşimizi daha da harlıyor. UİD-DER sayesinde bu ateş 15 yıldır sönmeden yanıyor. İnanıyoruz ki güzel günler göreceğiz. Bu kirli dünyada 15 yıldır bizlere nefes olan UİD-DER’e sonsuz teşekkürler. İyi ki UİD-DER var, iyi ki UİD-DER’liyiz.
UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğundan işçiler
O ateş yanar durur orda
Evvelin evveli vardır