Buradasınız
8 Mart Mesajları: Özgürlüğün Islığını Çalıyoruz!
11 Mart 2021 - 23:00
“Yaşasın 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü: Emekçi Kadın, Direncin ve Değişimin Öyküsü” yayın akışımız, adeta emekçi kadınların mesaj yağmuruna tutuldu. Elbette bu bizi çok onurlandırdı, gururlandırdı. Mesajların hepsi de birbirinden anlamlı ve değerliydi. Fakat ne yazık ki mesajların bir kısmını yayınlayamadık, buna imkân yoktu. Yayın akışında yayınlayamadığımız emekçi kadınların değişim ve umut dolu mesajlarını aşağıda yayınlıyoruz.
Şiirlerle, şarkılarla, düzenlediği etkinliklerle ve akışlarla, bizlere yaşamın içinden kesitler sunarak, içimizdeki direnci ve umudu tazeleyen mücadele örgütümüz UİD-DER’e sonsuz teşekkürler. İnsanlar umutsuzluk ve yalnızlık girdabında yönünü kaybederken, ışık tuttunuz yolumuza. Yaşamımız daha da çekilmez bir hal almışken, bizlere tutunacak bir dal, nefes oldu örgütümüz. UİD-DER Kadın Komitesi’nin çalışmaları biz kadın işçilerin ufkunu açıyor. Her türlü baskıya, şiddete, haksızlığa karşı, işçi sınıfımızın kadınları ve erkekleriyle birlikte nasıl dur diyeceğimizi öğreniyoruz. UİD-DER Müzik Grubu’nun bizler için yaptığı şarkılar, yüreğimize umut oluyor. Kimi zaman evlat acısına son diyen bir ananın ağıdı yüreğimize dokunuyor, gözlerimizden yaşlar süzülüyor. Kimi zaman da “emekçi kadınlar bir adım öne” diyoruz coşkuyla, daha sıkı sarılıyoruz grev ve direniş alanlarında başlattığımız mücadelelere. Bizlere “işçi sınıfımızın güçlü kadınlarıyız” dedirten, bunu yüreğimizin en derininde hissettiren UİD-DER’e sonsuz şükran borçluyum. Ne mutlu ki, hünerli ellerimizle geleceği dokurken UİD-DER saflarındayız. Yayın akışımızı heyecan ve coşkuyla takip ederken, akış öncesinde fabrikadaki erkek işçi kardeşlerimle birlikte hazırladığımız sürprizimizi de görmenizi istedik. Kadın ve erkek işçiler olarak günler öncesinden 8 Mart coşkusunu yaşamaya, yayın akışına hazırlanmaya başlamıştık. Şimdi coşkumuza eklenen inancımız ve kararlığımızla tüm emekçi kadınları saflarımızda mücadele etmeye davet ediyoruz.
TOSB’dan metal işçisi bir kadın
Egemenler 8 Mart’ın tarihini ve anlamını unutturmaya çalışıyorlar. 8 Mart’ı kadınlara hediye alınan, kutlama yapılan sıradan bir gün gibi gösteriyorlar. Oysa biz kutlama değil haklarımızı istiyoruz, saygı görmek istiyoruz, insan yerine konmak istiyoruz. Bugün göklere çıkarılıp ertesi gün yerin dibine batırılmak istemiyoruz. Eşit işe eşit ücret ve daha kısa çalışma saati mücadelesi verirken yanarak can veren emekçi kadınlar, sonrasında dünyanın her yerinde eşitlik ve adalet için mücadele eden emekçi kadınlar bize pek çok hak ve bir mücadele mirası bıraktılar. Lütfen kazanılmış haklarımıza sahip çıkalım. Dünyanın her yerinde ve bu topraklarda emek veren tüm kadınlarımızın önünde saygı ile eğiliyorum. Yaşasın 8 Mart!
Çekmeköy’den işsiz bir kadın işçi
Bütün dünyada kadınlar mücadele ediyoruz, direniyoruz. 21. yüzyılda yine ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Bizleri görmek istemeyen bazı gericilere rağmen biz kadınlar haklarımızı için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizi görünmez kılmak isteyenlerin her zaman karşısında olacağız. Onun için mücadelemiz hem işyerlerinde hem evlerimizde... Pes etmeyeceğiz. Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın emekçi kadınların mücadelesi, yaşasın 8 Mart!
Fransa’dan bir emekçi kadın
8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününün tarihsel anlamını bilmiyordum. Ben Avrupa Birliği’nin ya da ne bileyim İnsan Hakları Örgütü’nün kadınlar için belirlemiş olduğu bir gün olarak düşünürdüm. Bu yayın akışı vesilesiyle öğrendim ki aslında bugün bizler açısından bir mücadele günü olduğu gibi aynı zamanda emekçi kadın kardeşlerimizin katledildiği ve onların bu gün vesilesi ile hatırlandığı bir günmüş. İlkokul birinci sınıftan üniversiteye kadar öğretmenlerimiz 8 Mart’ı hep kutladılar. Ama tarihi hakkında bir bilgi vermediler. Böyle bir tarihi geçmişi olan olayı UİD-DER sayesinde öğrendim. 8 Mart’ın tarihini öğrendiğim için mutluyum ama bu zamana kadar öğrenmemenin burukluğu ve üzüntüsü içerisindeyim. İnanıyorum ki hep birlikte güzel günleri getireceğiz.
Tuzla’dan bir genç kadın
Dünyalar iyisi ve güzeli bir eşim var. Bir Pazar akşamı eve geldiğimde biraz kırgın, biraz öfkeli bakışlarla “yine mi eylem, yine mi direniş” sözcükleri dökülmüştü eşimin dudaklarından. Aslında o gün UİD-DER’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliği vardı ve ben tek başıma gitmiştim. O an, başka bir etkinliğe mutlaka ailemi de götürmeye karar verdim. Ailecek gittiğimiz bir başka etkinlik programı da yine muhteşem geçti. Özellikle etkinlik sonrası UİD-DER’li kadınların eşimle ilgilenmeleri, çocuklarıma adeta kendi çocuklarıymış gibi davranmaları eşimi çok mutlu etti. Etkinlikten ayrıldığımızda, eşim adeta büyülenmiş gibiydi. Bir sonraki etkinliğe de katılmak istediğini söyledi. Sonra UİD-DER Kadın Komitesi’nin çalışmalarına katılmaya başladı. İşçi sınıfını anlayan, bu konuda bana yardım eden biri oldu. Kuşkusuz bunda UİD-DER’li kadınların emeği büyük. Sınıf mücadelesi aslında daha en başta evde başlıyor. Evdeki bastırılmış kadınlarımızın bir adım öne çıkmasını sağlıyorsunuz. Biliyorum ki, evdeki eşinden destek gören bir işçi, mücadelede daha sağlam basıyor yere. Dayanışmayı, paylaşmayı hayatın her alanında hissediyor.
Mesela bir gün eşimin hastaneye gitmesi lazım. Çocuklarımıza bakacak kimse yok, izin alma şansım yok. İçim içimi yedi o gün. Eşim aradı ve çocuklarımızı kafama takmamam gerektiğini, onların emin ellerde olduğunu söyledi. “Nasıl yani?” diye sorduğumda, UİD-DER’li bir kadın arkadaşın müsait olduğunu ve gelip çocuklara bakabileceğini söyledi. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Akşam kendi aramızda konuştuk. Bozulan ve gitgide yozlaşan bu dünyada kimsenin kimseye güveni kalmamışken, böylesine güven duyabileceğimiz dostlarımızın, arkadaşlarımızın oluşu bizi çok mutlu etti, umutlandırdı. “İyi ki varlar, iyi ki hayatımızdalar” diye söyledi eşim. Tabii ki bu güven UİD-DER’in geleneğinden geliyor. Sömürü çarklarının içinde ezildiğimiz bu düzende, ancak ve ancak kadınıyla erkeğiyle mücadele edersek kurtuluşa ereriz. Ben ve eşim bunun farkındayız. Eşime bunları öğreten UİD-DER’li kadınlara özellikle teşekkür ediyorum. Tüm emekçi kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.
Taysad OSB’den bir metal işçisi
UİD-DER her daim, koşullar ne olursa olsun 8 Mart’a sahip çıkıyor. Bu yayın akışı da bunun bir göstergesidir. Yasaklardan kaynaklı salonlarımızda bir araya gelemiyoruz belki ama UİD-DER bizi yalnız bırakmadı. Böylesi bir mücadele gününün bize armağan edilmesinden genç bir kadın olarak gurur duyuyorum. Çalışırken zorluk çeken, hakkı yenen kadınların yalnız olmadıklarını söylemek istiyorum. UİD-DER sayesinde kadınlar güçlerinin farkına varıyor ve yalnız olmadıklarını hissediyorlar.
Tuzla’dan bir genç kadın
8 Mart kimisi için sıradan bir gün, kimisi için hediye günü, ama bizim için onun anlamı başka. Biz hiçbir kadının gece yarısı işten dönerken ya da bir yere giderken korkmayacağı, özgürce yaşayacağı bir dünya istiyoruz. Yetti artık bunca öldürüldüğümüz, korkutulduğumuz! Biz kadınlar yerlerde sürüklenmeye değil, yaşamın en güzeline layığız. Hayalimizdeki dünyayı kurmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü hepimize kutlu olsun.
Ankara’dan genç bir kadın
Merhaba emekçi kadın kardeşlerimiz. Bir 8 Mart’ı daha coşkuyla karşılıyoruz. Bizim için 8 Mart değişim demek. Mücadele örgütümüz UİD-DER başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösteriyor. Bunun yolu ise 8 Mart’ta simgelendiği üzere değişmekten ve değiştirmekten geçiyor. Mücadeleci kadın arkadaşlarımızın hayatlarımıza dokunuşu sayesinde değişebildik. Kapitalist sistemin bize aşıladığı pek çok çarpıklığı birlikte mücadele ederek aşabildiğimizi gördük. Bizler mücadelenin kadınları sayesinde sistemin üzerimize attığı çamuru görebildik. Toplumun iliklerine işlemiş erkek egemen düzen değişmeden ne kadının ne de erkeğin özgürleşmesi olanaklı. UİD-DER’li işçiler olarak, toplumun mahkûm edildiği esaret zincirlerini kırmak için mücadele ediyoruz. Özgür yarınların işçi sınıfının mücadelesiyle kurulacağına inanıyoruz. Yürüdüğümüz bu yolda mücadelenin kadınlarıyla yan yana omuz omuza olmaktan gurur duyuyoruz. En ön saflarda umudu daima yeşerten kadın arkadaşlarımızın şahsında, tüm dünya işçilerinin 8 Mart’ını umutla selamlıyoruz.
Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Ankara’dan UİD-DER’li genç işçiler
Bizim bir bardak yağın hesabını yaptığımız, bizi yönetenlerinse Ay’a, uzaya gitmekten söz ettiği tuhaf bir zamanda yaşıyoruz. Biz sofraya ne koyacağımızı, pazara, markete gidip iki-üç poşet bir şey alıp alamayacağımızı düşünüyoruz. Onlar resmen bizimle alay ediyorlar. Bizi her şeyin yolunda olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. İnsan düşünüyor, madem teknoloji bu kadar ilerledi ve Aya bile gidebiliyoruz, o zaman neden böyle zor bir hayat yaşıyoruz? Çocuğumuzu yanımıza alıp çarşıya çıkarırken düşünüyoruz. Masraf olmasın diye yemeğini evde yedirdik diyelim, ama en basitinden kuşlara yem atmak istese yem parası vereceğiz. Hâlbuki bu çocukların doğayı, insanı, dünyayı tanımasını istiyoruz. Diyelim ki, çocuğumuza ayakkabı alıyoruz. En az üç ay sonra kendimize ayakkabı alabiliyoruz. Hem ev geçindirmek, hem çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılamak hem de onları okutmak zorundayız. Çocuklarımızın geleceğini düşünmek zorundayız. Ama ay sonunu nasıl getireceğimizi hesap etmekten, dertlerimize derman bulamaz hale gelelim istiyorlar.
En çok çalışan biziz. Emek veren, hayatı üreten bizleriz. Hayatın güzelliklerini doyasıya yaşamayı en çok biz hak ediyoruz. Ama en kötü koşullarda yaşayan ve çalışan da bizleriz. Metal işçisi ve ev emekçisi kadınlar olarak, daha güzel yarınlar için 8 Mart’ta isteklerimizi hep birlikte dile getirelim istedik. Gece vardiyalarında çalışmaya giderken, sokakta korkmadan, özgürce yürümek istiyoruz. Hatta çocuklarımızın yanında olmak için gece vardiyalarının yasaklanmasını istiyoruz. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin bitmesini istiyoruz. Çocuklarımızın sokaklarda özgürce koşup oynamasını istiyoruz. Hem işçi hem de anne olunca, çocuklarımızı kendimiz büyütemiyoruz. Sürekli aile büyüklerine muhtaç kalıyoruz. Çünkü işyerimizde kreş yok. Güvenli, çocuğumuzun hem eğlenebileceği hem de öğrenebileceği, bizim de onları görebileceğimiz kreşler olsun istiyoruz. Bu isteklerimizi birlikte hayata geçirebileceğimizi biliyor, hepinizi sevgiyle kucaklıyor, 8 Mart’ınızı kutluyoruz!
Gebze’den bir grup metal işçisi ve ev emekçisi kadın
İşçi kardeşlerime yürekten merhabalar. Plastik araba parçaları üreten bir fabrikada 8 yıldır çalışıyorum. İşçilik hayatımı sorarsanız çok daha eskilere dayanır. Geçen yıllar bana çok iyi gösterdi ki, biz kadın işçiler için hayat gerçekten zorluklarla dolu. Birçoğunuz gibi benim de çocuk sayılabilecek yaşlarım ve gençliğim durmadan, dinlenmeden fabrikalarda çalışarak geçti. Şimdilerde ise kırkına merdiven dayamış, iki çocuk annesi bir kadın olarak yoğun bir tempoyla çalışmaya devam ediyorum. Çalışmaktan yorgun düştüğüm zamanlarda bir yerlere gidip kafa dinlemeyi, birkaç gün tatil yapmayı çok istiyorum. Lakin evimizin kredi borcundan kaynaklı, yıllık izinlerimi aile büyüklerimin yanında geçirebiliyorum. Bir şeylerin sahibi olalım derken geriye kalan bütün isteklerimiz ya olmuyor ya da hep eksik oluyor. Çünkü emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bundandır ki hiçbir şeye yetemiyor, çocuklarımıza dâhi tam bir ana olamıyoruz. Her şeye rağmen emekçi kadınların mücadelesinin sembolü olan 8 Mart’ı ruhumun derinlerinde hissediyorum. Bu hisle geleceğe dair umutlarım hep diri duruyor. Hiç olmadığı kadar aşa, hiç olmadığı kadar ekmeğe, hiç olmadığı kadar özgürlüğe doyacağımız günlerin geleceğine inanıyorum. 8 Mart’ımız kutlu olsun!
Gebze’den bir petrokimya işçisi kadın
Yaşamın yarısıyız. Dünyayı taşır bedenlerimiz, yüreklerimiz. Emeğin yarısı, mücadelenin yarısı, zaferin yarısıyız. İşçi sınıfının mücadele tarihini yazanların yarısıyız. Tıpkı 8 Mart gibi. Haksızlıklara, toplumsal eşitsizliğe, emeğin sömürülmesine karşı verilen mücadelede sınıfımızın kadınları ağır kayıplara rağmen örgütlü sınıf bilinciyle yaşamın yarısı olan biz kadınlara 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününü armağan ettiler.
Teslim aldığımız mücadele meşalesini gururla, inançla taşıyarak savaşsız, sömürüsüz bir dünya kuracağımız umuduyla tüm dünya emekçi kadınlarının 8 Mart’ı kutlu olsun.
İstanbul/Ortadağ’dan bir kadın işçi
129 can buradayız! Bir asır önce hakkını aramak için mücadele eden kadınlardan beri değil Havva Ana’dan beri buradayız. Umut ve emek doğuran tüm emekçi kadınlar olarak dünyayı güzelleştirmek için buradayız... Umudu ve emeği doğuranlar olarak, kadın erkek hep birlikte yarının güzel dünyasını da yaratacağız... Tüm emekçi kadınların 8 Mart’ı kutlu olsun.
Ankara/Kızılcahamam’dan genç bir kadın işçi
Geçmişten bugüne yaşamın her alanında emek veren, mücadele eden emekçi kadınlar… Fabrikada çalışan, evde çalışan, çocukları büyüten gene emekçi kadınlar… Ama hor görülen, sömürülen, şiddete maruz kalan, öldürülen yine kadınlar… Bu yüzden kadın olmak zordur. Kadın emektir. Biz kadınlar bu hayatta ne mi istiyoruz? İnsanca yaşamak istiyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun. Yaşasın 8 Mart!
İstanbul/Sarıgazi’den bir emekçi kadın
Bizler tekstil atölyesinde çalışan kadın işçileriz. Çalıştığımız tekstil atölyesinde bizimle birlikte çalışan Suriyeli ve çocuk işçi arkadaşlarımız da var. Bulunduğumuz ortamda Suriyeli ve çocuk işçilere fazlasıyla baskı yapıyorlar. Özellikle Suriyeli arkadaşlarımızı azınlıkta oldukları için çok dışlıyorlar ve çalışanlar arasında ayrımcılık yapıp bizi birbirimize kışkırtıyorlar. Yoğun çalışıyoruz ve sosyal güvencemiz yok, bunun yanı sıra aldığımız ücretler asgari ücretin çok çok altında. Emeğimizin karşılığını hiçbir zaman alamıyoruz. Kendimizi savunduğumuz, hakkımızı talep ettiğimiz zaman “bu işyeri hepimizin” gibi kelime oyunlarına maruz kalıyor ya da işten atılma tehdidiyle karşılaşıyoruz. Gerçek şu ki üreten, emek veren bizken, kârına kâr katan onlar oluyor. Kendileri milyonlar kazandığı halde “biz de zor geçiniyoruz” diyerek bizim asgari ücretin altında verilen ücretlerle geçinmemizi bekliyorlar. Ama biz kadın işçiler olarak çocuklarımıza, kardeşlerimize daha güzel günleri miras bırakmak için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bu yolda mücadele eden tüm emekçi kadınların günü kutlu olsun. Yaşasın işçi sınıfının dayanışması!
İstanbul’dan tekstil işçisi kadınlar
Sizleri bir metal fabrikasının 16.00-24.00 vardiyasında çalışan kadın işçiler olarak selamlıyoruz. Kimileri yağan karla kartopu oynar, kimileri yağan karı seyretmeyi sever, kimileri de kardan adam yapar. Biz ise fabrika bahçesinde biriken karı, 8 Mart mesajımıza ortak olsun diye kullandık. Ziya Egeli’nin bir şiirinde dediği gibi, “gökyüzünde ay, petekte bal, sevgilinin elinde gül değiliz. En az yarısıyız yaşamın. Ve en az yarısını üretir nasırlı ellerimiz.” Ve o ellerimiz birleşirse eğer, önümüzde hiçbir güç duramaz. Bakmayın fotoğrafın karanlık göründüğüne. Gökyüzündeki ay kadar parlak umutlarımız. Ve inanıyoruz ki güzel günler göreceğiz. Ve o günler biz mücadele ettikçe gelecek, biliyoruz. Bu yüzden bizlerin ufkunu açan, gücümüze güç katan UİD-DER’e sonsuz teşekkürler. 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!
TOSB’dan bir grup metal işçisi kadın
Merhaba arkadaşlar. Bizim de kadın market çalışanları olarak pandemi sürecinde iş yükümüz daha da arttı. Evimize gelip rahat bir nefes almak için adeta dakikaları sayıyoruz. Yaşantımızın büyük bir kısmı orada geçtiği için kendimize vakit ayırmakta zorluk yaşıyoruz. Ama UİD-DER sayesinde umudumuzu ve direncimizi günden güne büyütüyoruz. Zorlu bir süreçten geçiyoruz evet ama zamanında çok daha zorlu süreçlerden geçen kadın emekçiler olmuş. Bu sebeple tarihimizin emekçi kadınlarını örnek alıp onların bize emanet ettiği meşaleyi gururla taşımalıyız. Birlik ve dayanışmamızı büyütmeli ve saflarımızı güçlendirmeliyiz. Unutmayalım ki eğer örgütlü olursak bizim önümüzde hiçbir engel duramaz. Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz! Yaşasın işçi sınıfının mücadelesi!
İstanbul’dan market işçileri
Bizler UİD-DER’li teknik bakım ve onarım işçileriyiz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü en içten mücadele duygularımızla kutluyoruz. Biz erkek işçilere sınıf bilincini aşılayan UİD-DER’e sonsuz teşekkür ediyoruz. Kadın emekçi kardeşlerimizle yan yana, omuz omuza mücadelenin içindeyiz. Bizleri bekleyen aydınlık güzel günlerin umuduyla, ışıklarla sınıfımızın 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyoruz.
Sefaköy’den bir grup teknik işçisi
Ben Gebze’de otomotiv sektöründe çalışan bir erkek işçiyim. Öncelikle tüm emekçi kadınların birlik ve mücadele gününü kutlarım. Emekçi kadınlar geçmişte haklarını korumak için direnişler yapmışlar. O direnişler şimdi bize, bugünün işçilerine örnek oldu. Biz de örnek aldığımız bu direnişler sayesinde biliyoruz ki biz bir araya geldiğimizde çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur. Ben 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak biliyordum. Oysa asıl önemini, emekçi kadınlar ve işçiler için ne kadar anlamlı olduğunu UİD-DER’le tanıştıktan sonra öğrendim. Bu nedenle UİD-DER’e teşekkür ederim. Biz erkek işçiler emekçi kadınlarla daha güçlü olduğumuzun farkındayız. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun.
Kocaeli/Çayırova’dan bir işçi
Selam olsun 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününü var edenlere! Kadın cinayetleri, cinsiyet ayrımcılığı, taciz ve tecavüzler, çifte ezilmişlik… Bunların tek sorumlusu içinde bulunduğumuz kapitalist sistemdir. 8 Mart’ın asıl var olma nedeni emekçi kadınlarının yaşadıkları baskı ve zorluklara karşı verdiği mücadele iken kapitalist sistem bunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır. Ancak İşçi Dayanışması bültenindeki emekçi kadınlar köşesindeki yazılar biz UİD-DER’li gençlere ilham oluyor, tarihimizi doğru öğretiyor. Bununla birlikte umudumuzu asla kaybetmiyoruz, örgütlü mücadelemizle bu yolda sonuna kadar gitmeye hazırız. Bir değiliz, milyonlarız. Tüm emekçi kadınların 8 Mart’ını kutluyoruz.
İstanbul’dan bir grup genç
Mücadele eden kadınlar tarihin akışını değiştirdi, değiştiriyor. 8 Mart, 164 yıl önce ekmekleri için direnen ve katledilen emekçi kadınlara verilen bir mücadele sözüdür. Erkek egemen sisteme karşı bin yıllara dayanan bir savaştır bu. 21. yüzyılı biz kadınlara “modern yaşam” diye yutturmaya çalışıyorlar ama bugün yaşadıklarımız, 164 yıl önce Newyork’lu kadın tekstil işçilerine dayatılandan başka bir şey değildir. Yaşamın her alanı ev, iş, sokak, her yer kadına kapatılmaya çalışılıyor. Her uyandığımız gün yeni işsiz kadınların olduğu, şiddete uğradığı bir dünya bizim gerçeğimiz olmamalı. Biz kadınlar ekmek ve özgürlük diye yola çıkmadıkça bunlar değişmez. Bizleri bölmek için kadın kadının kurdudur deyip tüm imkânları ile uğraşıyorlar. Biz de diyoruz ki kadınlar dünyanın yurdudur.
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
Jin, Jiyan, Azadi!
Almanya’dan bir kadın emekçi
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kadınların direnişi ile selamlıyorum. Bir ev emekçisi olarak emeğimizin yok sayılmadığı, kadına yönelik şiddetin, tacizin bittiği bir dünyada yaşamak inancı ile 8 Martı’nızı kutluyorum.
Muğla’dan bir kadın emekçi
Selam emekçi kadınlar, gözümüzün gördüğü tüm işlere emeğini katan kadınlar, anneler… 8 Mart Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun. Bizlere bu coşkuyu yaşattığı için UİD-DER’e minnettarız. Allah yar ve yardımcınız olsun.
Bahçelievler’den bir sağlık işçisi
Biz kadınız, doğurur, büyütür, var ederiz… Hep bir ağızdan haykıralım: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günümüz kutlu olsun!
Gebze’den bir kadın işçi
1857’de başlayan eşit işe eşit ücret mücadelesi günümüzde de hâlâ devam ediyor. Biz genç kadınlar da bu haksızlığa, eşitsizliğe karşı verilen mücadelenin bir parçasıyız. Sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. İçimizdeki ışığın sönmesine asla izin vermeyeceğiz. 8 Mart’ımız tüm işçilere kutlu olsun!
Bağcılar’dan stajyer öğrenciler
Ben tek kendi çocuklarımın annesi değilim. UİD-DER’deki bütün çocuklarımın annesiyim. İyi ki benim çocuklarım buradalar. Torunum derneğe geldiği zaman annesi ona kızıyordu. Ben ona “karışma” dedim. “O dernekte ona zarar gelmez” dedim. Ben hep sizin yanınızdayım, güzel yürekli çocuklarım!
Avcılar’dan bir annemiz