Boyun Eğmeyen İnsanlığın Serüveni
Toplumların sınıflara bölündüğü çağlardan bu yana insanlık acılı ve kahırlı yollardan geçmiştir, geçiyor. Ama ezilenler her dönemde sömürü ve acıdan kurtulmak için egemenlere karşı mücadele etmiş, zulme boyun eğmemişlerdir. İnsanlık, tek adamla özdeşleşen faşist rejimlere de boyun eğmemiştir.
1914’te sömürücü iktidarlar, dünyayı yeniden paylaşmak için Birinci Dünya Savaşını başlattılar. Milliyetçilikle savaşa sürüklenen kitleler, iktidar sahiplerinin çıkarları uğruna birbirlerine kırdırıldılar. İşçi sınıfı için savaşın bedeli çok derin bir yoksulluk ve kıyım oldu. Rusya’da işçi sınıfı ayağa kalkarak iktidarı ele aldığında egemenler, Birinci Dünya Savaşını bitirmek zorunda kaldılar. Rusya’da işçi sınıfının mücadelesi diğer tüm ülkelerin işçi sınıfına örnek oldu ve işçi hareketi birçok ülkede yükselişe geçti. Avrupa devrimlerle sarsılmaya başladı. Egemenler, işçi sınıfının mücadelesinden korktukları için faşizmin önünü açtılar. İlkin İtalya’da Mussolini iktidara tırmandı. Mussolini, milliyetçiliği kışkırtarak daha iyi bir gelecek söylemi ile kitleleri peşine taktı. Örgütlenen faşist çeteler işçi sınıfının örgütlülüklerine, grevlerine, muhaliflere ve komünistlere saldırdılar. İkinci Dünya Savaşında İtalya yenildi ve Mussolini faşizme karşı mücadele veren kitleler tarafından öldürüldü.
Almanya’da 1929 krizinin tüm dünyada yarattığı çıkışsızlık bu kez Hitler faşizminin iktidara tırmanmasına yol açtı. Hitler 1933’te iktidara geldi. Alman faşizmi döneminde milyonlarca Yahudi, sosyalist ve komünist katledildi. Hitler, İkinci Dünya Savaşını başlatırken kitlelere daha büyük ve daha güçlü bir Almanya vaat ediyordu. Ama savaş derinleştikçe ve Almanya yenilgiye doğru sürüklendikçe kitleler dönüşüm geçiriyordu. Onu iktidara taşıyan kriz ve savaş ortamı Hitler’in sonunu hazırladı. Hitler intihar etti. Savaştan yenilgiyle çıkan Almanya’nın ve dünyanın halkları faşizmi lanetlendi.
İkinci Dünya Savaşının ardından insanlığın faşizm belasından kurtulduğu düşünülürken gelişmeler bambaşka bir yöne evirildi. 1960’lı ve 70’li yıllarda Latin Amerika işçi sınıfı ayağa kalktı ve kapitalizme karşı büyük mücadelelere girişti. Derin bir korkuya kapılan kapitalistler, yeniden faşizme başvurdular. Şili, Arjantin, Brezilya, Uruguay, Türkiye gibi ülkelerde faşizm, askeri diktatörlükler kılığında iktidara geldi. Ancak faşizmin tüm karanlığına ve baskısına karşı mücadeleci işçiler, sosyalistler yarınlara umutla bakma, güzel günlere kavuşma inançlarını ve mücadele azimlerini yitirmediler. Brezilya’da askeri diktatörlükler süresince bile kitlesel grevler ve gösteriler oldu. İşçiler barikatlarda mücadele ettiler.
Arjantin’de 1978’deki Dünya Kupasına stadyumun kapısında “kahrolsun askeri diktatörlük” diye haykıran insanlar damgasını vurdu. Uruguay’da dayatılan faşist anayasaya karşı açık bir mücadele yürütmek ne kadar zor olsa da işçi sınıfı buna da çare buldu. Selamlaşmaların yerini “HAYIR” almıştı. Bu kelimeyi gündelik yaşamda bir parola haline getiren işçiler tepkilerini ortaya koydular ve faşist anayasaya geçit vermediler.
Hitler ve Mussolini gibi kaçıkları tarih sahnesine çıkaran koşullar, günümüzde de mevcuttur. Trump, Orban, Putin ve diğerleri… Bunların bugün dünya siyasetinde öne çıkmaları tesadüf değil. Kapitalizmin tarihsel krizi ve emperyalist savaşın git gide yoğunlaştığı günümüzde, faşist eğilimlerin tüm dünyada arttığı açıktır. Pek çok ülkede gerici, baskıcı, otoriter rejimlerin işbaşına geldiği, demokratik hakların ortadan kaldırıldığı, polis devleti uygulamalarının arttığına şahit oluyoruz. Halkların milliyetçilik, ırkçılık, göçmen ve yabancı düşmanlığı ile birbirine düşürüldüğü bir süreçten geçiyoruz. Dünyanın bugünkü egemenlerinin söylemleri ve uygulamaları Mussolini ve Hitler’le benzerlikler taşıyor.
Bugün Türkiye’de de emekçi halk; “büyük, güçlü Türkiye, daha iyi bir gelecek” vaadi ile kandırılmak isteniyor. İşçi sınıfı milliyetçilik ile zehirlenmeye, tüm muhalif sesler kısılarak kitlelerin algıları tek yanlı oluşturulmaya; bilinçleri, duyguları teslim alınmaya çalışılıyor. İşçi sınıfından yaşanan bunca katliam karşısında susması ve itaat etmesi isteniyor. Ama İtalya’da, Almanya’da, Arjantin’de ve diğer ülkelerdeki karanlık sonsuza dek sürmediyse, bugün bizi teslim almaya çalışan karanlık da uzun sürmeyecek!
Büyüdük
Bir Kadın İşçi Olarak “HAYIR” Diyorum!
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...