Buradasınız
Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
Avcılar’dan bir kadın işçi

İstanbul’un bir mahallesinde kenara konulmuş bir bavul ve bavulun içinde katledilmiş genç bir kadın. İnsan olarak böyle olayları duyduğumuzda kanımızın donduğunu hissederiz. O an Ayşe’nin annesi gelir aklımıza, kardeşleri gelir. Tarifi olmayan bu acıya nasıl dayanılır diye düşünürüz. Kadın cinayetleri günden güne artarken yaşanan acının boyutu da kat be kat artıyor. Ayşe’yi katleden cani, daha öncesinde de bir kadını katletmiş. Fakat bu bilindiği halde yasalar ona herhangi bir ceza vermemiş. Egemenler ikinci cinayetini beklercesine caniyi serbest bırakıp Ayşe’nin katledilmesinin önünü açmış oldular. İktidarın kadınlar üzerinden yürüttüğü kışkırtıcı politikalar yüzünden kadınlar göz göre göre öldürülmeye devam ediyor.
Öldürülen emekçi kadınların hikâyeleri de acıları da aynıdır. Yaşadığımız ekonomik sıkıntılar insanları çıkışsızlığa ittikçe vahşetin boyutu her geçen gün daha da büyüyor. Bu bazen eşini katleden bir kişi olarak çıkıyor karşımıza, bazen aldığı ücret yetmediği için ailesinin ve kendi canına kıyan bir baba oluyor. Bazen de geleceğini göremeyip psikolojisi bozulan gençler oluyor. Her olayın arkasından yapan kişinin normal bir insan olmadığı ve psikolojik sorunları olduğu söyleniyor. Peki, bir insan durup dururken mi bu hale geliyor?
Normal koşullarda çocuklar toplumun en masumlarıdır. Çocuklar büyüdükçe yaşadıkları toplumun alışkanlıklarını alır ona göre kişiliği de şekillenir. Bir toplumda ekonomik krizin derinleşmesi, gençlerin gelecek kaygısını büyütüyor, örgütsüz bireylerin bencilleşmesini getiriyor. Emperyalist savaşın olduğu, sürekli kaosun yaşandığı ve toplum içindeki şiddetin artığı bir dünyada çocuklar da zamanla akıl ve ruhsal olarak nasibini alıyor. Ana kuzularıyken kendilerinden güçsüzlere şiddet uygulayan bir psikolojiye sürükleniyorlar. Türlü politikalarla kışkırtılıp cesaretlendiriliyorlar. Oysa sömürünün, eşitsizliğin, adaletsizliğin, açlığın, savaşların, kaosun olmadığı, çocukların özgürce oynadığı, koştuğu, paylaşımcı bir yaşama doğmuş olsalar değer yargıları ona göre şekillenir. Bilelim ki kapitalizm olduğu sürece ne yazık ki acılar ve yıkımlar devam edecek. Bu vahşetten kurtulmanın tek yolu işçi sınıfı olarak örgütlenmemizdir. Kadınıyla, erkeğiyle yan yana, birlikte bu bataklıktan çıkabiliriz, çocuklarımızı birlikte koruyabiliriz. Gücümüz birliğimizden gelir.
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Kemal Türkler, Katledilişinin 45. Yılında Mezarı Başında Anıldı
- “Süper Talan Yasası”na Karşı Mücadele Sürüyor
- İzmir Belediye İşçileri İşlerini Geri İstiyor
- UİD-DER’in İran İşçi Sendikalarına ve İşçi Sınıfına Dayanışma Mesajı
- İşçiyiz, Filistin Halkına Yapılan Zulmü Kabul Etmiyoruz!
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
Son Eklenenler
- Dersim’de bulunan Peri Tekstil’de mobbing ve hakarete tepki gösterdikleri için işten atılan BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi kurdukları direniş çadırında mücadeleye devam ediyor. Öz İplik-İş Sendikası Bursa’da örgütlenme faaliyeti yürüttüğü Elyaf Tekstil’de...
- Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’deki orman yangınını söndürme çalışmaları sırasında 10 insanımızın hayatını kaybettiğini derin bir üzüntüyle öğrendik. Bu acı haberle birlikte içimizdeki öfke daha da büyüdü. Çünkü her yıl giderek artan ölçekte büyük...
- İstanbul’un bir mahallesinde kenara konulmuş bir bavul ve bavulun içinde katledilmiş genç bir kadın. İnsan olarak böyle olayları duyduğumuzda kanımızın donduğunu hissederiz. O an Ayşe’nin annesi gelir aklımıza, kardeşleri gelir. Tarifi olmayan bu...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında...
- Camilerde en çok duyduğumuz sözlerden biri “faiz haramdır.” Urfa’da, hayatını borç-faiz kıskacında sürdüren biri, bir cuma hutbesi sırasında dayanamadı, minbere çıktı ve şöyle seslendi: “Hoca, faizin haram olduğunu söylüyorsun da, gerçeği niye...
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sona ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.