EnerjiSA İşçileri Sabancı Holding Önünde!

İşten çıkartıldıkları için dört haftadır direnen ve Ankara’dan İstanbul’a yürüyüş başlatan EnerjiSA işçileri direnişlerini Sabancı Holdingin önüne taşıdı. 27 Nisanda İstanbul 4. Levent’te bulunan Sabancı Kuleleri önünde basın açıklaması yapmak isteyen işçiler polisin sert müdahalesiyle karşılaştı. Çevik kuvvet işçilerin önüne barikat çekti. Ancak yürüyüş kolunu dağıtmayan işçiler, sloganlarla barikatı aşarak holdingin önünde kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu başta olmak üzere sendika yöneticileri, direnişçi işçiler ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri de destek verdi.
DİSK adına bir konuşma yapan Çerkezoğlu, direnişçi işçilerin sonuna kadar yanında olacaklarını belirterek şunları söyledi: “Çoluğunun çocuğunun geleceğine sahip çıkan ve onlarca kez gözaltına alınmasına rağmen, bu kadar baskıya rağmen mücadeleden vazgeçmeyen yiğit Enerji-Sen üyesi işçi arkadaşlarımı tek tek kutluyorum. Dünya yüzündeki en onurlu işi yapıyorsunuz, işinize, emeğinize sahip çıkıyorsunuz. DİSK bütün gücüyle direnişçi işçi arkadaşlarımızın ve Enerji-Sen sendikamızın yanında olmaya devam edecektir.” Hayatın her geçen gün daha da zorlaştığı bugünlerde işçilerin haksız bir şekilde işten çıkarılmasının insafsızlık olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, Sabancı Holding yöneticilerine seslenerek, bir an önce sorunun çözülmesi için gerekli adımların atılması çağrısında bulundu. Dayanışma içerisinde olan tüm kurumlara teşekkürlerini ileten Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin ise şöyle konuştu: “Biz burada çağrımızı yaptık. Arkadaşlarımızın bir an önce iş başı yaptırılmasını da bekliyoruz. Bu coşku ve kararlılığı 1 Mayıs’ta alanlara taşıyacağız. Arkadaşlarımız ayın dokuzuna kadar iş başı yapmazsa bu kapının önünde olmaya devam edeceğiz.”
Açıklamada söz alan DİSK Enerji-Sen üyesi direnişçi işçiler neler yaşadıklarını ve niçin direndiklerini anlattılar. Sermaye sınıfına ve işçilere saldıran kolluk kuvvetlerine seslenen direnişçi işçi Bekir Ayatlı şöyle konuştu: “Sermayenin güvenliğini alan emniyet teşkilatı bizi engelleyemeyeceksiniz. Çünkü sınıf dayanışması var. İşçinin kardeşliği var. Sizin İçişleri Bakanınız Süleyman Soylu, Bozkurt afetinde bana plaket vermişti. Sözde alnımın teri içindi. Ama bugün kapının önüne koydular. İşçi artık gözünü açtı, işçi direniyor. İşçi anayasal hakkını Enerji-Sen’de öğrendi. Yıllardır işçinin ayağına eline prangalar vuran sermayeler korkmaya başladı. Biz prangalarımızı kırdık. Biz bu yüzden direniyoruz. Ankara’da anlattık anlamadılar. Şimdi buradayız ve direnmeye devam edeceğiz.”
Direnişçi işçilerden Mehmet Oğuz şunları söyledi: “Ben 2006’dan beri afet bölgesinde gecemi gündüzüme kattım. Evime gidemedim evime. Çocuğuma gidemedim. Ben iki çocuk babasıyım. Üniversitede okuyan bir oğlum var. Benden haber bekliyor. Yeter artık, biz plaket istemiyoruz. Ben çoluk çocuğuma getirecek ekmek istiyorum ekmek! İşimi istiyorum!”
Direnişçi işçilerin yaptığı konuşmaların ardından açıklama sloganlar eşliğinde sona erdi. Açıklamada okunan basın metninde işçilerin talepleri ise şöyle sıralandı:
- İşten atılan işçiler işe geri alınsın.
- İşten çıkarmalara son verilsin.
- Sendikal baskılara son verilsin.
- Yönetici keyfiyetine karşı önlemler alınsın ve denetlensin.
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/