Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?
Gebze’den bir grup genç işçi

2005 yapımlı “Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?” filmini bir grup genç işçi olarak izledik. Film 14. yüzyılda Bursa dolaylarında geçiyor. Filmde Moğol akınları sonucunda Anadolu Selçuklu İmparatorluğu’nun epeyce güçsüzleştiği ve çözüldüğü, Bizans’ın durumunun da Selçuklu İmparatorluğu’ndan farklı olmadığı belirtiliyor. Anadolu Beylikleri döneminde, Osmanlı Devleti’nin temelleri atılıyor. Tüm bu kaosun içinde Hacivat ve Karagöz’ün etkili bir araca dönüşen mizahı, hem güldürüyor hem de düşündürüyor.
Moğollar tarafından yıkılan beyliklerde kadılık yapmakta ve maliye işlerine bakmakta olan Pervane, Osmanlı Beyliği’ne gelir gelmez başlıyor icatlarına. Büyük bir elmas taşın ve iktidarın peşinde olmasının yanı sıra, gericiliğin, yasakçı-baskıcı zihniyetin, yolsuzluğun sembolü oluyor. Zaten adı da, dönem adamı olmasından ve pervane gibi dönmesinden geliyor. Pervane, kadınların savaşçı olmasını, siyaset yapmasını istemiyor. Ona göre, kadının işi evinde oturup çocuk doğurmak ve dolma yapmaktır. Kadının zaafının doğurganlığından geldiğini söyler. Rüşvet diye bir “ödeme” şekli çıkartır, türlü dalavereler çevirip devletin yönetim kademesinde işlerini yoluna koyar, vergileri arttırır. Peki, Kadı Pervane’nin oyunlarını sezenler yok mu? Elbette var.
Karagöz ve Hacivat tüm yapılanları mizah aracılığıyla, hem halka hem de iktidarın sahiplerine bir bir anlatırlar. İkili, Kadı Pervane’yi “Benim kadım işini bilir” diyerek taşlar. Halk tüm bunları izleyip gülerken, Pervane ders çıkarıp ikiliye tuzak kurar. İkiliyi idama götüren yolun zeminini döşerken, “Mizah bir yumruktur, kime vuracağı belli olmaz. Kime vuracağını bileceksin” der. Halk idam anını yine bir oyun sanıp izler. Gerçek olduğunu anladıklarında, önce sessizleşirler, ardından da şu sözler dökülür dudaklarından: “Söz dinlemezlerse, devlete dil uzatırlarsa işte bu olur.” Hacivat’a sevdalı Ayşe Hatun, “Tarih tekerrür etsin, belki o zaman başka yollar, çareler bulunur!” diyerek feryat eder.
Bu hikâyeyi günümüze taşıyanlar, soruyorlar; “Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?” diye. Çok konuştukları için mi? Devlet içindeki pis ittifakları açığa çıkardıklarından mı? Taşın sırrının başarısızlığından mı? Ya da onların ölümünün gerçek olduğunu fark edemeyen, seyirci kalıp itiraz etmeyen kitlenin bilinçsizliğinden mi?
Yolsuzlukları, iktidar çekişmelerini, çevrilen dolapları kitlelere türlü yollarla anlatanlar bugün de benzer baskı ve zorluklarla karşılaşmaktadır. “Mizahı dikenli bir gül gibi göğsünde taşıyanlara” atfedilen bu film başka bir gözle bakana çok şey anlatıyor. “Benim memurum işini bilir” ya da “Kime vuracağını iyi bileceksin” sözlerini biz yakın dönemin siyasetçilerinden iyi biliyoruz. Bugün de mizahçılar, karikatüristler, aydınlar, yine baskı altındalar. Kitlelerin örgütsüzlüğünü fırsata çevirenler, gerçekleri anlatanları cezalandırıyor, baskı altına alıyor, sansüre uğratıyor. Ama filmin sonundaki “Işık giderse dünya karanlık olur” sözüne kulak vermek gerek. Işığın aydınlatabilmesi için tarihi doğru okuyabilmek gerek. Bunun için de mücadele örgütümüz UİD-DER’in, biz genç işçilere taşıdığı tarihsel bilinç çok önemlidir. Gerçekler elbet gün yüzüne çıkar, yeter ki başka bir yol arayanlar umudunu yitirmesin!
Mesele Başlı Başına Kapitalizmdir!
Son Eklenenler
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...