Buradasınız
Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi

Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne erişememesi, eli uzanırken elinin boş kalmasıdır. Mahrumiyettir, yokluktur, çaresizliktir.
Bugün Gazze halkını açlıkla terbiye ediyor İsrail. Bir lokma ekmek, bir yudum su için kilometrelerce yürüyen, saatlerce bekleyen açlıktan bayılmak üzere olan insanlar bile bombalarla, kurşunlarla katlediliyor. Gıda yardımı kuyruklarında 1000 insanın öldürüldüğü söyleniyor. Ve bu soykırımın failleri tiril tiril takım elbiseleriyle, tertemiz taralı saçlarıyla, manikürlü elleriyle güya insan görünümünde ekranlara çıkıyorlar. Ellerine bulaşan kanı görmeyelim istiyorlar. Netanyahular, Siyonist egemenler, Trumplar, emperyalist liderler, silah tüccarları, İsrail’e sessiz kalan, tehditler savuran ama ticaretle kazandıkları parayı insan canından değerli sayan, Gazze için parmağını bile kıpırdatmayan dünya liderleri… Bakmayın insan kılığında olduklarına, bunlar kötülüğün vücut bulmuş halidir.
Sermaye temsilcilerinin sessiz ittifakına, görmezden gelmelerine rağmen başta İsrail halkından onurlu insanlar olmak üzere, dünyanın dört bir yanında işçiler, emekçiler bu zulmü ve soykırımı protesto etmek için meydanlara çıkıyor. İsrail’in başkenti Tel Aviv’de Gazze için defalarca sokağa çıktı emekçiler. 24 Temmuz akşamı, ellerinde açlıktan ölen bebeklerin resimlerini ve sırtlarında un çuvalları taşıyarak Netanyahu hükümetini protesto ettiler. Polisin vahşi saldırısına rağmen eyleme katılanlar dağılmadılar, tepkilerini göstermeye devam ettiler. İngiltere, Almanya, Yunanistan, Belçika, İsveç, Fransa, Hollanda, ABD, Avustralya’da insanlar Trump yönetiminin İsrail’e verdiği desteği protesto ettiler. “Soykırımı Durdurun” diye haykırdılar. Kendi hükümetlerinden İsrail’e verdiği desteği çekmesini, çocukları ölüme gönderen gıda ambargosuna son verilmesini istediler. Meydanlar “Gazze’ye Özgürlük! Gazze’yi Açlığa Mahkûm Etmeye Son Verin!” sloganlarıyla yankılanıyor. Fabrika işçileri silah üretmiyor, liman işçileri silah sevkiyatlarını durduruyor. Zalime gösterilen tepki, zulüm görene gösterilen dayanışma, insanlıktan, işçi ve emekçilerden umudun kesilmemesi gerektiğinin kanıtıdır.
Biz işçiler açlığın ne olduğunu biliriz. Çünkü bu dünyadaki tüm güzellikleri üreten fakat ürettiğine erişemeyen, mahrum kalan yine bizleriz. Gazze halkına dayanışma eli uzatması gereken de biziz bu nedenle. Bunu yapabilmek için önce patron karşısında yan yana çalıştığımız işçilerle birlikte davranmayı öğrenmeliyiz. İşyerimizdeki, sendikamızdaki, sektörümüzdeki birliği sağladığımızda Gazze ile de dünyanın tüm işçileriyle de dayanışma içinde olabiliriz.
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...